- İtaatsizlik isyan değil uyumdan vazgeçmektir ve uygarlık itaatsizlikle başlar,Korkuya, nefrete, hırsa,Bize sürekli yeni ihtiyaçlar dayatan ve neyi beğenmemiz gerektiğini empoze eden sisteme, Otomatikleşmeye,Yaşlılığı süper tüketicilik konumuna getirmeye, Telkinlere ve kamuoyuna, Savunduğumuz şeyleri sevmek yerine karşısında olduğumuz şeylerden nefret etmeye, İtaatsizlik!
- Kuşaklar zaman geçtikçe kötüye gidiyorlar. Öyle bir zaman gelecek ki, kuşaklar iktidara tapacak kadar düşkünleşecekler; kaba güç onlara doğru gelecek ve iyiye duyulan saygı ortadan kalkacak. Sonunda, hiçbir kimse artık yanlışlıklara kızmaz olunca ya da hiç kimse kötülüklerin varlığından utanç duymaz olunca Zeus onları da yok edecek. Yine de, eğer sıradan halk kendisine baskı yapan egemenlere karşı ayağa kalkacak ve onları alaşağı edecek olursa, o zaman bile bir şeyler yapılabilecektir.
Demir Çağı'na ait Yunan Efsanesi - İnsanda ve bütün hayvanlarda orlfik olan birinci tür saldırganlık, yaşamsal çıkarlar tehdit altında çaldığında ortaya çıkan, kalıtımsal olarak programlanmış bir saldırma (ya
da kaçma) tepişidir. Bu savunucu, «yumuşak» saldırganlık bireyin ve türün varlığını sürdürmesine hizmet eder, biyolojik olarak uyarlanabilir ve tehdit ortadan kalktığında o da ortadan kalkar. Öteki tip, 'kıyıcı' saldırganlık, bir başka deyişle zalimlik ve yıkıcılık, insan türüne özgüdür ve aslında çoğu memelilerde görülmez; kalıtımsal olarak programlanmamıştır ve biyolojik olarak uyarlanamaz; hiçbir amacı yoktur ve doyurulması yoğun susamışlıkla olasıdır. - İçgüdüler, insanların fizyolojik gereksinmelerine yanıt oluşturur.
- Dougall, içgüdüyü bir motor mekanizmayla ve değişmez biçimde sabitleşmiş bir motor karşılıkla özdeşleştirmemiştir. Ona göre, bir içgüdünün özü bir doğal eğilim, bir arzudur ve her bir içgüdünün bu duygusal-doğuştan özü, toplam içgüdü düzeninin hem öğrenmeyle ilgili, hem de motor kısımlarından göreceli ulanjk bağımsız hareket edebilme yeteneğinde görünmektedir.
(W. McDougall, 1932) - Lorenz'e göre, sevgi de saldırganlık içgüdüsünün bir ürünüdür.
- Ahlâkî sorumluluğumuzun ilkel dürtüyü denetim altına alacağı konusunda mantıklı bir umut beslediğini açıklamaktadır. Ama bunun böyle olacağı yolundaki tek umudumuz şu gerçeğin alçakgönüllülükle kabul edilmesine dayanmaktadır militanca coşku kalıtımsal olarak belirlenmiş bir salıverme mekanizmasına sahip içgüdüsel bir tepkidir ve akıllıca, sorumluca bir denetimi gerçekleştirmenin tek yolu da bu tepkiyi, kavramsal sorunun enine boyuna irdelenmesi sonucunda gerçek bir değer olduğu kanıtlanan bir hedefe koşullandırmaktır.
K. Lorenz, 1966 - Artık kişilerin sergilediği gerçekliği hiç umursanmayacak kadar yabancılaşmamızsa, kişi olarak Profesör Skınner için bunun fark etmediğine inanmak güçtür. Ama eller bu farklı bir anlam taşıyorsa, bu farkı hor gören bir kuram nasıl geçerli olabilir?
- Esas olarak Skinner, insanın tutkularını hor gören saf bir usçudur.
- Saldırganlık; kesinlikle, tehditlere karşı tek tepki biçimi değildir.