- '... o kendisini ne kadar sevdiğimi hiç bilmeyecek; hem onu yakışıklı filan diye sevmiyorum, Nelly; benden daha çok bana benziyor da, onun için seviyorum. Ruhlarımız her neden yoğrulmuşsa, ikimizinki de aynı...''
- ?Her şey yok olup yalnız o kalsa, benim varlığım gene devam ederdi; her şey yerinde kalıp da o ortadan kaybolsa, dünya bana büsbütün yabancı olurdu.?
- Okunacak bir sürü iyi kitap var, oturun da okuyun biraz. Oturun şuraya da ruhunuzu kurtarın!
- Dünyada mutluluk diye bir şey olmadığına beni inandırmak istemen için senin çok fena bir insan olman gerekir.
- "Aşkımı asla sözlerle açıklamamıştım ama bakışların da bir dili varsa, dünyanın en aptal insanı bile benim bakışlarımdan ona deli divane olduğumu anlayabilirdi.En sonunda, o da beni anladı, bakışlarıyla cevap verdi...Hem de bakışların en tatlısıyla.Peki, ben ne yaptım?Utanarak itiraf ediyorum, buz gibi kesilip tıpkı bir salyangoz gibi kabuğuma çekildim.Her bakışım biraz daha soğuk, biraz daha uzaktı.Sonunda zavallı masum yavrucak duygularından şüphelenmeye başladı, yaptığı hatanın verdiği şaşkınlık içinde, oradan uzaklaşmaları için annesini zorladı.Durumun böyle ilginç bir şekil almasıyla da kalpsiz damgasını yedim.Bunu ne ölçüde hak edip etmediğimi de ancak ben bilebilirim."
- Beni seviyordun, peki bırakıp gitmeye ne hakkın vardı ? O geçici heves yüzünden beni terk edip gitmeye ne hakkın vardı ? Bizi birbirimizden yoksulluk ,düşkünlük , hatta Tanrı ya da şeytanın üzerimize yağdıracağı hiçbir şey ayıramayacakken sen bunu kendin yaptın ! Senin yüreğini ben yaralamadım . Kendin yaraladın ! Bunu yaparken de benimkini de yaraladın. Güçlü olduğum için bu bana daha da kötü geldi. Ben yaşamak istiyor muyum ? Bu acaba benim için nasıl bir hayat olur ? Senin yokluğun...Ah Tanrım ! Sen, ruhun toprağa gömülü bir halde yaşamak ister miydin ?
- İkimiz de ölünceye kadar seni yanımda tutmak isterdim. Senin çektiklerini umursamamalıyım. Zaten, senin çektiklerin umurumda değil. Hem, neden acı çekmeyecekmişsin ? Ben çekiyorum ya ... Beni unutacak mısın ? Ben toprağa girince mutlu olacak mısın ? İşte bu onun mezarı , bir zamanlar onu çok sevmiş , yeterince perişan olmuştum , ama artık geçti. Ondan sonra daha birçoklarını sevdim. Çocuklarım benim için ondan daha değerli. Ölürken de ona kavuşacağım için üzüleceğim mi diyeceksin ? Böyle mi olacak ?
- Çok dayanıklı bir adam olmasına karşın, sırtını dayayabileceği bir ağacın bulunmasına sevinmişti. Geçirdiği didişmelerden sonra da, kendini tutmak istemesine rağmen, bütün bedeni parmaklarının uçlarına kadar titriyordu. «Biçare adam!» diye düşündüm. «Senin de insan kardeşlerin gibi yüreğin, sinirlerin var...Bunları ne diye saklamaya çalışıyorsun? Senin gururun Tanrı'nın gözlerini kör edemez ya. Ne diye Tanrı'yı sana aman dedirtmeye zorlayacak kadar kızdırıp kışkırtıyorsun?»
- "Onun ayağının altındaki toprağı, başının üstündeki havayı, dokunduğu her şeyi, söylediği her kelimeyi seviyorum... Her bakışını, her hareketini, onu bütünüyle, tümüyle seviyorum. İşte bu kadar! Başka bir diyeceğin var mı?"
- "Zaten benim için Cathreine'le ilgili olmayan bir şey var mı?Hangi şey bana onu hatırlatmıyor ki?Şu döşemeye baksam, taşların üzerinde onun yüzünü görüyorum.Her bulutta, her ağaçta o var...Geceleri havayı o dolduruyor, gündüzleri baktığım her şeyde onun hayalini görür gibi oluyorum.Sanki her yanımı onun hayali sarmış.Alelade erkek, kadın yüzleri, hatta kendi yüzüm bile bana onunkine benziyormuş gibi geliyor.Bütün dünya onun da bir zamanlar yaşadığını, benim onu kaybettiğimi gösteren korkunç anılarla dolu."