- "Onun ayağının altındaki toprağı, başının üstündeki havayı, dokunduğu her şeyi, söylediği her kelimeyi seviyorum... Her bakışını, her hareketini, onu bütünüyle, tümüyle seviyorum. İşte bu kadar! Başka bir diyeceğin var mı..?"
- ?Aynı hırpalayıcı rüzgâr karşısında başka başka iki ağaç aynı biçimde bozulur mu, bozulmaz mı bunu zaman gösterir...?
- Niye bu kadar değiştim..? Niye bir- iki sözcük beni böyle zıvanadan çıkarıyor..? Ah, bir kez şu karşı tepelerdeki fundalıklarda olsam, biliyorum, yine eskisi gibi olacağım...
- ?Her şey yok olup yalnız o kalsa, benim varlığım gene devam ederdi; her şey yerinde kalıp da o ortadan kaybolsa, dünya bana büsbütün yabancı olurdu...?
- ''... o kendisini ne kadar sevdiğimi hiç bilmeyecek; hem onu yakışıklı filan diye sevmiyorum, Nelly; benden daha çok bana benziyor da, onun için seviyorum. Ruhlarımız her neden yoğrulmuşsa, ikimizinki de aynı. Linton'ınki ise, ay ışığının şimşekten, buzun ateşten ayrı olduğu kadar bizimkinden ayrı...''
- ...sen de sevincinin seni komik düşürmemesine dikkat et...
- Eh, karşı taraftan itiraz, ilgisizlik görmedikçe kim huysuzluk, geçimsizlik edebilir..?
- İnsan ruhunun mutluluğu bedeni öldürür. Ama kendine yetmez...
- "Öp beni yine, gözlerini de gösterme..! Bana yaptıklarını bağışlıyorum. Ben kendi katilimi seviyorum; ama seninkini, onu nasıl sevebilirim..!"
- Ruhum mezardayken bedenim yaşamış, ne yapayım..?