- Bazı şeylerin aslında göründükleri gibi olmadıkları önemli ve çok bilinen bir gerçektir. Örneğin, Dünya denen gezegende, insanoğlu her zaman kendisinin yunuslardan daha zeki olduğunu varsaymıştır çünkü bir sürü şey becermiştir... tekerlek, New York, savaşlar, vesaire... bu arada yunusların bütün yaptığı ise suya dalıp çıkmak ve eğlenmek olmuştur. Buna karşılık, yunuslar da her zaman kendilerinin insanoğlundan çok üstün bir zekaya sahip olduklarına inanmışlardır... tamamıyla aynı nedenlerden dolayı. Şurası ilginçtir ki yunuslar Dünyanın yaklaşan yıkımının farkındaydılar ve insanları bu tehlike karşısında uyarmak için birçok girişimlerde bulundular: ama iletişim çabalarının birçoğu futbol toplarını zıplatmak ya da yiyecek için ıslık çalmak şeklinde eğlendirici girişimler olarak yanlış yorumlandı, sonunda yunuslar her şeyi boşverip Vogonlar gelmeden az önce kendi yöntemleriyle Dünyayı terk ettiler. En son yunus mesajı da yanlış anlaşılmış, ?Yıldızlarla Bezeli Sancak? marşını ıslıkla çalarken bir halkadan çift ters takla atarak geçmesi son derece iyi eğitimin sonucu bir beceri gösterimi olarak alınmıştır. Aslında mesaj şöyledir: Elveda ve bütün balıklar için teşekkürler. Gerçekte gezegende yunuslardan daha zeki tek bir tür vardı, onlar da zamanlarının çoğunu davranış araştırma laboratuvarlarında tekerleklerin içinde koşarak ve insanlar üzerinde korkutucu derecede ince ve ustaca deneyler yaparak geçirdiler. İnsanların bir kez daha bu ilişkiyi tamamıyla yanlış yorumlamaları bütünüyle bu yaratıkların planlarına uygun düşüyordu.
- ?Yani beynin bu muazzam bilgisayar tasarımının organik bir parçasıydı,? dedi Ford gayet aklı başında olduğunu düşünerek. ?Doğru mu?? dedi Zaphod. ?Pekala,? dedi Arthur endişeyle. Kendini hiçbir zaman bir şeyin organik bir parçası olarak hissettiğini hatırlamıyordu. Bunu her zaman sorunlarından biri olarak görmüştü. ?Diğer bir deyişle dedi Benjy, tuhaf küçük aracını Arthur?un üzerine sürerek, ?sorunun yapısının beyninin yapısına kodlanmış olması kuvvetle muhtemel, onu senden satın almak istiyoruz.? ?Neyi, soruyu mu?? dedi Arthur. ?Evet,? dedi Ford ve Trillian. ?Bir sürü para,? dedi Zaphod. ?Hayır, hayır,? dedi Frankie, ?satın almak istediğimiz şey beynin kendisi.? ?Ne!? ?Kim kaçırmak ister ki? diye sordu Benjy. ?Beynini elektronik olarak okuyabileceğinizi söylüyorsunuz sanmıştım,? diye çıkıştı Ford. ?Ah elbette,? dedi Frankie, ?ama önce onu dışarı çıkarmalıyız. Hazırlanması gerek.? ?İşlemden geçmeli,? dedi Benjy. ?Küp küp doğranmış olarak.? ?Sağ olun? diye bağırdı Arthur, iskemlesini devirip korkuyla masadan uzaklaşırken. ?Her zaman yenisi takılabilir? dedi Benjy akıllıca, ?eğer sizin için gerçekten önemliyse.? ?Evet, elektronik bir beyin,? dedi Frankie, ?basit bir tane yeterli olur.? ?Basit bir tane!? diye feryat etti Arthur. ?Evet,? dedi Zaphod kötü kötü sırıtarak, ?yalnızca Ne ve Anlayamadım ve Çay Ne Tarafta? demek için programlamanız gerekir, kim ayırdedebilir ki?? "Ne?" diye bağırdı Arthur, daha da gerileyerek. "Anladınız mı şimdi ne demek istediğimi?? dedi Zaphod ve o anda Trillian?ın yaptığı bir şey yüzünden acıyla haykırdı. ?Ben ayırdedebilirim farkı,? dedi Arthur. ?Hayır ayırdedemezsin,? dedi Frankie fare, ?fark etmemek üzere programlanmış olacaksın.?
- Galaksinin geri kalanı sefil bir yoksulluğa boyun eğdi. Bu nedenle sistem çöktü, imparatorluklar yıkıldı, bir milyar aç gezegenin üzerine uzun ve kasvetli bir sessizlik çöktü; sessizliği bozan tek şey, geceler boyunca planlanmış bir politik ekonominin önemi üzerine kibirli bilimsel incelemeler yazan aydınların kalem gıcırtılarıydı.
- Ford Perfect'in insanlar hakkında anlamakta en çok zorlandığı şeylerden biri "Güzel bir gün, Boyun ne kadar da uzun ya da Ah canım, on metrelik kuyuya düşmüş gibi görünüyorsun, iyi misin?" gibi apaçık ortada olan şeyleri belirtip tekrarlama huylarıydı. Ford ilk başlarda bu tuhaf davranışlara bir açıklama getirmek için bir kuram geliştirmişti. İnsanlar dudaklarını devamlı çalıştırmazlarsa, diye düşünmüştü, belki ağızlarını bir daha hareket ettiremiyorlardır. Birkaç ay süren dikkatli bir inceleme ve gözlem sonunda bu kuramı bir başkasıyla değiştirdi.İnsanlar dudaklarını devamlı çalıştırmazlarsa, diye düşündü, beyinleri çalışmaya başlıyor. Bir süre sonra aşırı alaycı olduğunu düşünmeye başladığı bu kuramdan da vazgeçti ve aslında insanlardan çok hoşlandığına karar verdi.
- 'Ben var olduğumu kanıtlamayı reddediyorum.' der Tanrı, 'çünkü kanıt inancı yadsır ve inanç olmadan ben bir hiçim.'
- Işık öylesine hızlı hareket eder ki pek çok ırkın onun hareket edebildiğini anlaması binlerce yıl sürmüştür.
- Trillian, onun bu kadar çılgın ve başarılı bir yaşam sürmüş olmasının ana nedeninin yaptığı hiçbir şeyin önemini asla anlamamış olması olduğundan şüphelenmeye başlamıştı.
- Prosser bütün hayatının bir tür rüya olduğunu hisseder, bazen de bunun kimin rüyası olduğunu ve rüyayı görenin gördüklerinden hoşlanıp hoşlanmadığını merak ederdi.
- Söylentiye bakılırsa, içinde kaybolunacak en kötü şey zamandı. Sayfa:7
- ?Teşekkür ederim. Birkaç hafta önce yaprağı yasal paramız olarak kabul ettiğimizden beri, pek tabiidir ki, hepimiz müthiş zenginleştik." .... ?Bununla birlikte,? diye devam etti İdari Danışman, ?yaprağın elde edilebilirlik seviyesindeki yükseklikten kaynaklanan ufak bir enflasyon sorunuyla da karşılaştık. Yani sanırım, şu anki piyasa değeri üzerinden, yapraklarını döken mevsimlik ağaçlardan oluşmuş üç orman ancak bir gemi dolusu fıstık satın alabilmekte.? Kalabalıktan panik mırıltıları yükselmeye başladı. İdari Danışman bu mırıltıları elinin bir işaretiyle bastırdı. ?O halde bu sorunu ortadan kaldırmak için,? diye devam etti, ?ve yaprağın değerlendirilmesini etkin bir şekilde yeniden yapabilmek için, yoğun bir yaprak düşürme kampanyası ve ...ee, bütün ormanları yakma kampanyasını başlatmak üzereyiz. Sanırım mevcut şartlar altında hepiniz bunun mantıklı bir atılım olduğu konusunda hemfikirsinizdir.? Sayfa: 265