Nathanael, daha hiç kimsenin vermediği bir sevinç vermek isterdim sana.
Nasıl vereceğimi bilmiyorum, gene de bu sevinç bende var.
Sana daha hiç kimsenin seslenmediği kadar içten, candan, yakından seslenmek isterdim.
Sana gecenin öyle bir saatinde gelmek isterdim ki, her birinde sana gösterilenlerden daha fazlasını arayarak birbiri ardından bir çok kitaplar açıp kapamış olasın;
hala beklediğin bir gece saatinde, desteklendiğini duymamak yüzünden, coşkunun keder olacağı saatte gelmek isterdim sana.
Yalnız senin için yazıyorum; sana yalnız bu saatler için yazıyorum.
Öyle bir kitap yazmak isterdim ki, onda her düşünce, her kişisel coşkunluk yokluk gibi görünsün sana, onda yalnız kendi öz coşkunun gölgesini görür gibi olasın.
Sana yaklaşmak isterdim, 'beni sevesin' isterdim.
Diğer Andre Gide Sözleri ve Alıntıları
- Düşüncelerimin dağınıklığını anlatmayacağım.Kafamın içi akşama kadar baştan başa bekleyişle doluydu.Isabelle'ı gerçekten sevebilir miydim?Şüphesiz hayır;ama yüreğime işleyen o zorlu dürtüye bakılırsa,yanılmış olamaz mıydım?Merakımın içinde tutkunun bütün sabırsızlığını,canlılığını,insanı ürperten sıcaklığını görüyordum.Keşiş'in son söyledikleri beni büsbütün kışkırtmıştı.Gratien vız gelirdi bana.Dikenli çitlerden aşar,kızgın korlar üstünde yürüyebilirdim artık.
- "Bize bizden doğmayacak ne gelebilir ki? Bizden bizim daha önce tanımadığımız ne çıkabilirdi ki?''
- "Mutluluk burada, çok yakınımda olsa, kendini bana sunsa... Ona ulaşmak için şöyle bir elimi uzatsam..."
- Çocukluktan beri yapmak istediğimiz bir sürü şeyi yapmaktan, sadece etrafımızdakiler "bu işi yapamaz" dediği için, kim bilir kaç kere vazgeçmişizdir...
- Elsa Triolet tavsiye ediyordu geçenlerde Beyaz At romanında okuduğum kadarıyla...Şimdi de Julien Salmon'a ait Mükemmel Cinayetler polisiye/gerilim romanının -ki bu Yazar'ın ilk eseridir- 25.sayfasında bahsediyor Vatikan'ın Zindanları adlı Andre Gide'ye ait bu romandan.İşte 25.sayfadaki cümleleri: Vatikan Zindanları'nda,Gide'nin kahramanı Lascadio gereksiz,nedensiz ve tümüyle bağımsız bir cinayet tasarlıyor.Trendedir ve yoldaş olarak kompartımanında sadece zavallı Fleurissoire vardır.(...) On ikiye kadar saymaya ve o sırada trenin geçtiği yerlerde bir ışık görürse Fleurissoire'ı pencereden atmaya karar veriyor.
20 Mart 2013 - Düşüncelerimin dağınıklığını anlatmayacağım.Kafamın içi akşama kadar baştan başa bekleyişle doluydu.Isabelle'ı gerçekten sevebilir miydim?Şüphesiz hayır;ama yüreğime işleyen o zorlu dürtüye bakılırsa,yanılmış olamaz mıydım?Merakımın içinde tutkunun bütün sabırsızlığını,canlılığını,insanı ürperten sıcaklığını görüyordum.Keşiş'in son söyledikleri beni büsbütün kışkırtmıştı.Gratien vız gelirdi bana.Dikenli çitlerden aşar,kızgın korlar üstünde yürüyebilirdim artık.
- "Bize bizden doğmayacak ne gelebilir ki? Bizden bizim daha önce tanımadığımız ne çıkabilirdi ki?''
- "Mutluluk burada, çok yakınımda olsa, kendini bana sunsa... Ona ulaşmak için şöyle bir elimi uzatsam..."
- Çocukluktan beri yapmak istediğimiz bir sürü şeyi yapmaktan, sadece etrafımızdakiler "bu işi yapamaz" dediği için, kim bilir kaç kere vazgeçmişizdir...
- Elsa Triolet tavsiye ediyordu geçenlerde Beyaz At romanında okuduğum kadarıyla...Şimdi de Julien Salmon'a ait Mükemmel Cinayetler polisiye/gerilim romanının -ki bu Yazar'ın ilk eseridir- 25.sayfasında bahsediyor Vatikan'ın Zindanları adlı Andre Gide'ye ait bu romandan.İşte 25.sayfadaki cümleleri: Vatikan Zindanları'nda,Gide'nin kahramanı Lascadio gereksiz,nedensiz ve tümüyle bağımsız bir cinayet tasarlıyor.Trendedir ve yoldaş olarak kompartımanında sadece zavallı Fleurissoire vardır.(...) On ikiye kadar saymaya ve o sırada trenin geçtiği yerlerde bir ışık görürse Fleurissoire'ı pencereden atmaya karar veriyor.
20 Mart 2013