- Taş iseniz, mihenk taşı olunuz. Nebat iseniz, ilaç olunuz. İnsan iseniz, aşık olunuz. - Maryüs Pontmersi
- Küçük: -"Aziz" ne demek, Mösyö? -Aziz? Şey... Aziz demek, kraldan daha fakir; ama ondan daha büyük adam demek...
- İçimde bir devrim gerçekleşiyordu.
- Dostlar tatlı düşlerinizi kurcalamayın, Çiçeklenen toprağı eşelemeyin sakın, Diyelim ki uyuyan bir deniz karşınızda; Kumsalında oynayın, yüzün sığ sularında, Karanlıktır düşünce, hissetmez, düşersiniz Gerçek dünyadan bilinmeyene gidersiniz..
- Yeter ki siz inancınızı eksik etmeyin, Yeter ki siz kıvançlıyken ya da kederliyken Bir çocuğa, bir yıldıza ya da bir çiçeğe Zaman zaman sevgi dolu gözlerle bakın; Yeter ki köle ya da özgür yurttaş demeden Her şeyde ve herkeste sevecek bir yan bulun, Yeter ki siz, teninizin her bir dokusunda Evrensel insanlığın titreştiğini duyumsayın.
- Erkekler: "Güzel kızları nasıl büyüleyebiliriz içirmeden aşk şerbeti...?" Kadınlar: "Sevmelisiniz..."
- Aşk Ki Sevgili Kızım? Aşk ki sevgili kızım, aynaya benzer en çok, Bakmaya bayılırlar güzel ve şık bayanlar Baktıkça düş kurarlar, mutlu olurlar. Aynadaki görüntüleri büyüler onları, Kötülükten, günahtan arınır yürekleri Ruhları saydam beyaz bir sayfaya can atar. Sakın inmeye kalkma yoksa ayağın kayar, Tutunacak dal yoksa uçurum bekler seni Direnemezsen kapılır kaybolursun girdapta, Aşk ki güzeldir kızım, saf ama ölümlüdür Senin gibi küçük yaşta akıntıya kapılanlar Kendi yansımalarını görür, yunar, boğulur.
- Üstelik sürdüreceğim hayatın sona ermesiyle üzüleceğim ne var ki! Kasvetli gün ışığı ve kürek cezasının kara ekmeği, içinde bir parça et bulunan yağsız çorba, eğitim almış biri olarak zindancıların, acımasız gardiyanların hakaretlerine maruz kalmak, konuşmaya ve cevap vermeye layık bir insanla karşılaşamamak, yaptığımı ve bana yapılacak olanları düşünerek hiç durmadan titremek.... İşte celladın elimden alabileceği tek servetim bunlar. Aman boşver! Her ikisi de korkunç.
- ''Bazı şeyler vardır ki, kaderin hazin cilveleri sebebiyle, ancak değerleri kaybedildikten sonra anlaşılmaktadır...''
- Çünkü toplumsal kriz esnasında bütün giyotin sehpalarının en iğrenci, en lanetlisi, en uğursuzu olan ve kökünden kazınması en çok gerekenin siyasi giyotin sehpası olduğunu söylemek zorundayız. Kaldırımlarda kök salan bu türden bir giyotin sehpası kısa sürede toprağın her yanından sürgünler halinde fışkırır. Devrim dönemlerinde düşen ilk başa dikkat edin. Halkın iştahını açar. Sayfa: 11