- "Pek çok kişi yitirdiğim için artık biliyorum ki ölüler yokluklarıyla değil de -onlarla bizim aramızda- söylenemeden kalan sözler yüzünden keder verirler asıl"
- "Sana son zamanlarda ne diyordum anımsıyor musun? Akmayan gözyaşları kalpte birikirler, zamanla kabuk tutarlar ve kirecin çamaşır makinesini tıkaması gibi kalbi tıkayıp felç ederler."
- Acıdan ölmektense hiçbir şeyden ölmek daha kolaydır, acıya isyan edebilirsin. Hiçe hayır.
- "En çok da, hayatın bir koşu değil, hedefi vurmak olduğunu söylediğimde dehşete kapıldın: önemli olan zamandan tasarruf değil, bir hedef bulmaktır. "
- "Ne yazık ki sabun köpüklerine takılıp havalarda uçmuyoruz mutluluk içerisinde; yaşamlarımızda hep bir önce ve sonra var ve bu önce ile sonra, bir av üzerine atılan bir ağ gibi konuyor üzerimize."
- "Bu düğümün çözüm noktası nerededir diye sordum kendime. İpin hangi ucu çözer yumağı? Bir ip mi yoksa zincir mı söz konusu? Kesilip koparılabilir mi, yoksa bizi sonsuza dek sarıp sarmalar mı?"
- "Böyledir bu dünya, yaşam cömertlik ister. İnsanın kendi içindeki karakteri yetiştirmesi, ama bunu yaparken de çevredeki hiçbir şeyi algılamaması, hala soluk alsa da ölü olmaya benzer."
- "Her zaman yapılan yanlış nedir, bilir misin? Yaşamın değişmez olduğunu sanmak, trenin ray değiştirmeden sonsuza kadar gideceğini düşünmektir. Oysa kaderin hayal gücü bizimkinden daha renklidir. Artık çıkış yolunun kalmadığını sandığın bir durumda umutsuzluğun zirveye vardığında, rüzgar hızıyla her şey değişir, altüst olur ve bir andan ötekine geçerken kendini yeni bir yaşantının içinde bulursun."
- Sen benim yılan oynatıcımdın; kavalını çalıyordun, ben sepetten çıkıyordum. Senin ezgin olmayınca, benim düşüncelerim bir sürüngeninki kadar sınırlı oluyordu...
- Kırılgan! O zamana dek bu sözcüğü, içine kırılacak eşya konan kutuların üzerinde görmüştüm. Benimle cam eşya arasında bir ilinti olabileceğini ?benim de bir Murano avize ya da billur bir bardak olabileceğimi, yani binbir parçaya bölünebileceğimi? hayal bile etmemiştim. ...