- Hiç kimseye kötülük etmedim. Öyle bir gücü bile bulamadım, ama bütün kötülükler benim üstüme yağmur gibi yağdı. Şimdi kendime soruyorum: Kötülüğü ilk başta ben yapmış olsaydım, acaba daha mı mutlu olurdum?
- Bugün geçip gitti ve bir daha asla geri gelmeyecek. Gördüğüm, deneyimlediğim, üzüldüğüm, hissettiğim her şey sonsuza dek yitti. Her günbatımı ölüme doğru atılan küçük bir adımdır.
- Hayat, eğer dolu dolu yaşanırsa olağanüstü bir süreçtir.
- İnsanın kendi kendiyle derin bir biçimde baş başa kalabilmesi için uzun bir sessizlik ve karanlık saatler gerekir.
- Yalnızlık, insanın kendi kendiyle bir içtenlik yaşayabilmesi için bulunabilecek en olağanüstü yoldur. Ve belki yadırganabilir ama, yalnızlık aynı zamanda iletişim kurmayı öğrenebilmek için de en iyi araçtır. Sadece kendi kendimi tanıyarak, yani kendi içsel dünyamı tanıyarak bir başkasının içselliğine hitap edebilirim.
- Ne yazık ki, çocukluğu bir körlük, bir yoksunluk olarak algılamaya, içinde fazlasıyla zenginlik barındıran bir şey olduğunu görmezden gelmeye alışmışız.
- Derinlerde bir yerde isyan etmeyi sürdürüyordum, bir yanım kendim olmayı sürdürmek istiyordu, öteki yanımsa sevilebilmek için dünyanın gerektirdiği kurallara uyum sağlamak istiyordu. Ne zor bir savaş!
- Kimbilir neden en basit gerçeklikler, anlaması en zor olandır.
- Anlıyor musun? Böyledir bu dünya, yaşam cömertlik ister: İnsanın kendi içindeki karekteri yetiştirmesi, ama bunu yaparken de çevredeki hiçbir şeyi algılamaması, hâlâ soluk alsa da ölü olmaya benzer.
- Anlayışın sessizliğe gereksinmesi vardır.