- Ona koşmak, eskiden yaptığım gibi sarılmak istiyordum. Ama o günler sona ermişti. O bunu biliyordu. Ben bunu biliyordum.
- Sırıttım ve dolaptan iki yemek tabağı çıkardım. Bir yanım, Bu adam kim, daha önemlisi kim olduğunu sanıyor? diye düşünüyordu. Diğer yanımsa, Ömür boyu neredeydi, niye karşıma çıkmadı ? diye merak ediyordu.
- "Ben sana âşık oluyorum." "Ben de," diye fısıldadım. "Hem de çok." Bana gülümsedi. Kalbim patlayacak gibiydi. "Birlikte âşık olalım o zaman."
- Gözlerimi sımsıkı kapattım ve açtım. Gökyüzüne baktım. Binaların hemen üstünde, sanki ikimiz için çizilmiş gibi görünen, solgun renklere boyanmış bir gök kuşağı vardı
- 'O zaman sen de müzisyensin?'' diye sordum. Kafasını salladı. ''Hayır, nota filan okuyamam.Ben sadece müzikten anlarım.'' Kalbine hafifçe vurdu. ''Sana daha önce de söylediğim gibi, müziği hissederim.''
- Tuhaf bir teorisi vardı ; "bir evde ne kadar çok tarçın tüketilirse o kadar çok sevgi olur"
- " Aşk, zorla tomurcuk vermesini istediğin bir sera çiçeği değildi. Aşk, yol kenarında beklenmedik şekilde açan bir çiçekti."
- Hasta olduğumuzda sevdiğimiz herkes her bir kucaklaşmanın, öpücüğün ve dokunuşun sanki sonuncuymuş gibi kıymet verilmesi gerektiğini bilir.
- Uzun boyluydu,koyu renk saçları vardı: Ona bir zırh ve beyaz at verip görmeliydiniz; nişanlımın Külkedisi'nin aklını başından alan prense benzerliği olağanüstüydü. Şanslıydım.
- İyi müzik seni harekete geçirir. Hatta değiştirir