- Küçük bir çocuk dualarının sonunu şu sözlerle getiriyordu: Sevgili Tanrım; anneme iyi bak, babama iyi bak, kız kardeşime iyi bak ve teyzeme ve amcama ve büyük annemle büyük babama ve, Tanrım lütfen kendine de iyi bak yoksa hepimiz batarız..!
- Aşk bir tür kavgadır, aşk aslında bir kavgadır. Kavga olmadan aşk var olamaz. Birbirlerine ters gibi görünüyorlar çünkü biz aşıkların asla kavga etmemeleri gerektiğini düşünüyoruz. Mantık şöyle: birisini seviyorsan onunla nasıl kavga edersin..? Bu çok açık gibi duruyor, aşıklar kavga etmemeli gibi görünüyor - ama ediyorlar işte. Hatta, onlar birbirleriyle çok samimi olan düşmanlar; devamlı kavga ediyorlar. O kavgadan adına aşk denen enerji fışkırıyor. Aşk sadece kavgadan, çatışmadan ibaret değil, bu doğru - bunlardan fazlası da var. Kavga var, ama aşk bunun üzerine çıkıyor. Kavga aşkı yok edemiyor. Aşk kavgadan canlı çıkıyor ama kavgasız da yaşayamaz...
- Hayat böyledir işte. Ona hazırlanamazsın, onun için hazır olamazsın. Güzelliği, mucizesi de budur, seni hep hazırlıksız yakalar, hep sürpriz yapar. Gözlerin varsa her anın bir sürpriz olduğunu ve önceden hazırlanmış hiçbir cevabın ise yaramayacağını görürsün...
- Hiç bir sevgi fırsatını kaçırma. Sokaklarda yürürken bile sevebilirsin. Kimseye bir şeyler vermen de gerekmez, sadece gülümse yeter. Onun bir maliyeti yoktur, içten bir gülümseme kalbini açar, kalbini daha canlı yapar. Birisinin elini tut - bir arkadaş ya da bir yabancı fark etmez. Doğru insanla karşılaşınca seveceğim diye bekleme. O zaman hiçbir zaman gelmeyecektir. Sevmeye devam et. Daha fazla sevdikçe doğru insanla karşılaşma için ihtimaller de artacaktır çünkü kalbin bir çiçek gibi açmaya başlayacaktır. Ve çiçekler açan bir kalp de, kendisine daha fazla arı, daha fazla sevgili çekecektir...
- İçinde gökyüzü olmayan biri nasıl özgürleşebilir..? Özgürleşmek için ihtiyaç duyulan şey içerideki gökyüzüdür, dışarıdaki değil...
- Çelişki zıtlıklar sayesinde yaşar, o zıtlıkların dengesidir. Ve bu dengeyi tutturabilen kişi yaşamın, varoluşun, Tanrı'nın ne olduğunu da anlayabilecek duruma gelir. İşin sırrı dengededir...
- Hayatını eğlenerek yaşamak istiyorsan, kalbini hep 'çocuk' tut...
- Sen içindeki sadece çok küçük bir parçayı bilirsin; ona "vicdan" diyorlar, sosyal bir ürün doğal bir şey değil, seni içten kontrol etmek için toplumun içinde yarattığı şey. Polis memuru dışarıdadır ; mahkeme seni dışarıda kontrol eder. Vicdan içeridedir, çok daha kuvvetlidir...
- Yaşam sınıflandırılamaz; Onu kolayca "Bu doğru ve bu yanlış" diye etiketleyemezsin. Hayat, her şişenin etiketlendiği ve senin neyin ne olduğunu bildiğin bir eczane değildir...
- "Senin mutsuzluğun sana aittir, bu nedenle dışarı çıktığında gülümseyerek çık. Mutsuz yüzünü başkalarına gösterme." Buna görgü kuralları, terbiye, kültür diyorlar. Esas olarak bu iki yüzlülüktür...