Sen yürümelisin, yeni doğan çocuğun gözlerine bakarak... Sen yürümelisin, beni bırakarak... Kadın sustu. Sarıldılar, Bir kitap düştü yere, Kapandı bir pencere, Ayrıldılar...
Ne güzel şey hatırlamak seni, Yaşamak sana dair...
Ne güzel şey hatırlamak seni. Sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine: bir çekmece bir yüzük, ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım. Ve hemen fırlayarak yerimden penceremde demirlere yapışarak hürriyetin süt beyaz maviliğine sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...
İçimde ikinci bir insan gibidir, Seni sevmek saadeti...
O şimdi ne yapıyor? Şu anda, şimdi, şimdi? Evde mi, sokakta mı, Çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı? Kolunu kaldırmış olabilir...
O şimdi ne yapıyor, Şu anda, şimdi, şimdi? Belki dizinde bir kedi yavrusu var, okşuyor. Belki de yürüyordur, adımını atmak üzeredir...
Her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren sevgili, canımın içi ayaklar!
Ve ne düşünüyor, beni mi? Yoksa, ne bileyim, fasulyenin neden bir türlü pişmediğini mi? Yahut, insanların çoğunun neden böyle bedbaht olduğunu mu? O şimdi ne düşünüyor? Şu anda, şimdi, şimdi?
En güzel deniz: Henüz gidilmemiş olanıdır. En güzel çocuk: Henüz büyümedi. En güzel günlerimiz: Henüz yaşamadıklarımız. Ve sana söylemek istediğim en güzel söz: Henüz söylememiş olduğum sözdür...
Seni böyle uzak, Seni dumanlı, eğri bir aynadan seyreder gibi, Kafamın içinde duymak...
Sinan Akyüz
Aşkım Kapışmak
Çetin Altan
Ömer Seyfettin
S. Ahmet Arvasi
Virginia Woolf
Sigmund Freud
Cecelia Ahern
Tom Robbins
Murat Uyurkulak