Üniversite kitaplara bile dost değil, bana yoldaş olamaz. Yol hiç.
Durduğumuz noktada inançlarımızın eskidiği, yabancılaştığını hiç tecrübe etmediniz mi? En acı kayıp budur: gerilemiş ruhların mütemadiyen tavizler vererek hayatla, zaruretle uyuşmaları...
?Ayakkabılar eskir be Ali'm, her şey eskir. O ki bak sen hala sevdiğim adamsın, sen eskime.?
Kurtulmak için kurtarmak lazım...
Taşı havaya atıp Başını altına tutmaktır Adı Aşk.
Umut kalbimizde bir kuştur, sürekli öter...
Nesiller arasında irtibat kalmadı. Artık ne bir mimarimiz var, ne bir musikimiz. Sinan demişti bir kere, Tanpınar'ın sözüdür diye: "Cedlerimiz inşa etmiyorlar, ibadet ediyorlardı" diye. Oturduğu çay bahçesinde "Beş Şehir"i açıp, Bursa bahsini karıştırdı Nur. Cümleyi buldu. Devamını okudu. "Maddeye geçmesini ısrarla istedikleri bir ruh ve imanları vardı".
"Her bakımdan sınırlı ve sonlu olan bu dünyanın ötesinde sonsuz ve sınırsız olanla nasıl münasebet kurabilirim?"
Coğrafyaya, mekana dair bir bağlanma, bir aidiyet duygusu yok bende. Zihnimi eşiyor, hafızamı yokluyorum. Hep yollar, kıvrılıp giden tozlu yollar...
Dünyada ne insanlar var, yüzü insan, içi odun. Neyse.
Kostas Mourselas
Samuel Beckett
Virginia Woolf
John Fowles
Nurdan Gürbilek
Simone de Beauvoir
Ingeborg Bachmann
Nil Gün
Necib Mahfuz
Richelle Mead