Her ev, tüketim çılgınlığıyla satın alınmış lüzumlu lüzumsuz ürünlerle giderek daralmaktaydı. Pekala işe yarayabilecek şeyler çöpe atılmasa, İstanbul'daki bütün evler yaşanmaz hale gelebilirdi.
Eleştirmek için gereken enerji, büyü için gerekenden çok daha fazladır. Üstelik, birçok şeyin yanında mesela cahillerin suçlama, dahilerin itiraf tutkusu; tabiatın, ağırlığını büyüden yana koyduğunu gösterir.
Gustave Flaubert'in de dediği gibi "Gece yarısından sonra yapılan her şey edebe aykırıdır."
Yaşlıların da bir zamanlar genç, hatta çocuk olduklarını düşünmek çok zordur.
İltifatlar içinde hakikate en yakın duranlar belki de aynı zamanda bir itiraf olanlarından ziyade, sır olarak verilenleridir.
Mühim olan, problem çıkarmaktı; çözüm nasılsa bulunurdu.
Sürpriz; zayıf ve/ya da hesaba katılmayan bir ihtimalin gerçekleşmesidir.
Daha çok düşünüp daha yavaş hareket etmek gerekirdi. Terbiyenin şartı budur.
Bir kadınla bir erkek baş başa kalınca ne olur bilirsiniz: Her iki taraf da yüzeysel veya derin şüphelerden kurtulmak için, bilinçli bir kararsızlığa başvurur.
Bugüne dek merak ederdim, "Acaba nasıl delireceğim?" diye; artık biliyorum.
Khaled Hosseini
İpek Ongun
Murat Uyurkulak
Nick Hornby
Jane Austen
Slavoj Zizek
Ceyhun Yılmaz
Robert Louis Stevenson
Ahmet Mithat Efendi
Ernest Hemingway