'' Evlilik dediğin, kadınlara dırdır etme yetkisi, erkeğe de somurtma imtiyazı veren kutsal bir bağdır. ''

//sayfa 41//

İrkilerek bana döndü. Birbirimize baktık: Ömrümün gümüş çivisinin çakıldığı an!

Donakalmıştı. ''Adımı sana söylemektense kulaklarından kıllar fışkıran bir engizisyon yargıcına, satanist bir şebekenin kara liste fihristini tutan etçil katibe ya da kuduz bir doberman sürüsüne söylerim daha iyi,'' der gibi baktı...

Saçmalamak daima belli bir esneklik doğurur. Bu da tahmin edilemeyecek kadar çok kişinin işine gelir. Savaşlar da, evlilikler de, politik mitingler de bu esneklikten istifade eder.

Kayıtsızlık, bir yok etme çabasıdır. Fakat bu, yok etmeye yeltendiğimiz şeyin varlığını kesin bir biçimde kanıtlamaya yetmez.

Elealı Zenon'a göre, bir işin önce yarısı, sonra, kalan kısmın yarısı, daha sonra da kalan kısmın yarısı yapılırsa ve bu hep böyle devam ederse, o iş asla tamamlanmazdı!

Gerçek acı, insanı yapay sevinçten daha çok canlandırır.

Hayatta başarılı olmanın iki yolu olduğu söyleniyor: 1] Şanslı olmak. 2] Hile yapmak. Bense dayanıklı olmayı tercih ederim. Çünkü dayanıklılık kadar kışkırtıcı hiçbir şey yoktur.

"Hayatım bir film olsaydı, izlerken ya uyuyakalır ya da yarısında çıkardım."

İnsanların çöpe yolladığı süprüntüler arasında sır yüklü, paha biçilmez şeyler olabileceği ihtimali akıllarına takılıyor fakat neyin ne kadar değerli olabileceğini asla bilemiyorlardı.