Dinleyin azizim, bu bizim memleketimizde, kendi kuruntularımızla bunalmaya başladık mı, ancak atasözlerimize sığınacağız.
Okumuşluk iki yüzlü kılıçtır. Çevirmedin mi, senin elindeyken, gelir boynunu alır.
Kibir, evet! Kibir, bildiğin şeytan...
Düş gayetle önemlidir haa. Düş demek, öte dünyadan haber geldi demek...Büyük hocalar, ermiş takımı, düşlere "Dünyanın sekizinci parçası" demişler. Dünya, yedi parça olduğuna göre, Sekizinci parça: Öte dünya... Yalan dünya ile essah dünyanın sınır noktasını uykuda aşıp öte dünyaya ayak basmaktasın!..
Topu teres bunların...Bunlar teres de, dünya teres değil mi? Biraz daldı: Evet bu dünyanın yuvarlaklığına aklım yattı. Yuvarlak... Yuvarlak olduğundan dönek... Dönek olduğundan cıvık...
"Uyku gözünün hakkı, yemek gövdenin hakkı olduğu gibi, avradının hakkını da unutma! Hangi yüzünden olursa olsun, birinin hakkını yemek Müslümana yasak..."
Kendi değerimizdekilerin ya da kendimizden üstün olanların pisliğini neden pislik saymıyoruz. Biz ancak kendimizden aşağı gördüklerimizin pisliklerine iğreniyoruz. Bizim pislik anlayışımız, biraz şey... Yani biraz daha pislik...
"Uyku gözünün hakkı, yemek gövdenin hakkı olduğu gibi, avradının hakkını da unutma! Hangi yüzünden olursa olsun, birinin hakkını yemek Müslümana yasak..."
Gizlilik, alçaklıkları, yalancılıkları, korkaklıkları, kahramanlıklardan daha kolay örtüyor. Gizli işlerde, olup bitenleri günü gününe izleyemeyeceğimiz için namussuzlar, namusluları kolayca lekele biliyorlar.
Ölümde yaşamayı arıyorum, Mahpuslukta hürlüğü, Kancıklıktan mertliği bekliyorum, Sağlığı hastalıktan, Olabilmezlerden umuyorum Olabilirlerin benden esirgediğini.
J. R. R. Tolkien
Reşit Haylamaz
Jose Saramago
Honore de Balzac (Honoré de Balzac)
Jamie McGuire
Carlos Ruiz Zafon
Nihat Genç
David Safier
Walter Benjamin
Gustave Flaubert