Şairler Leyla'lara, kamışlara, ahulara dair şiirler yazıyorlardı. Göllerde yıkanan Leyla'lara, o göllerde bir kamış olmaya, dağdan dağa kaçan ahulara dair büyük şiirler... ''Bunlar hep bekar da ondan galiba diye düşündü; karısı, çocuğu olmazsa, insan vatanını asla yeteri kadar sevemiyor.''
Dışarıya yağmur yağıyordu. Dünya daralmış, bir pencerelik kalmıştı. Islak ağaçlarla dolu bir pencerelik dünya..
Gözleri kapanırken: "Uykunu da bir çeşit kurtuluş sayıldığı zamanlara lanet olsun!" dedi. Kemikleri kırılmış gibi sızlıyordu..
Bir milletin kadınları erkekleriyle birlikte savaşa girerse o milleti yenmek mümkün mü? En ilkel topluluklarda bile bu böyle iken zaman nasıl da unutulmuş. Hep erkek budalalığı. Hangi toplumda erkekler kadın yardımını küçük görmüşse o memleket mahvolmuştur.
Sen bütün resimlerden daha güzelsin..
Kimi bahar günleri size de yaşamak mutluluğunu yürek çatlatacak derecede verir mi ? Bana böyle olur.
Bir yerde okumuştum. İnsanlar acıya sevinçten daha fazla dayanıyorlar..
Vatanın, milletin, hürriyet sevgisinin adeta kadın aşkına benzediğini anlıyordu. İkisi de insanı yüceltir...
Hasret canımı sıkıyor. Böyle zamanlarda budalalığım tutmuyor değil hani... Türkçesi, dehşetli kıskandığım oluyor... Ama belli kişilerden değil... "esen rüzgardan" bile kıskanıyorum...
İntihar eden bir şair: " Ölmek, biliyorum, orjinal bir şey değil ama, yaşamak da orjinal bir şey sayılmaz," gibi bir laf etmiş... Hata etmiş... Bazen ölmek de, yaşamak da pekala "orjinal" olur...
Doğu Perinçek
Zeki Kayahan Coşkun
Richelle Mead
Stieg Larsson
Adam Fawer
Marquis de Sade
Cengiz Aytmatov
Seda Akgül
Marc Levy
Kostas Mourselas