- ?Kalplerimiz ve ruhlarımız birbirine değdiğinde, yollarımız sabahçı kahvelerinde kesiştiğinde, her birimizin acısını müşterek acımız bildiğimizde, umut şehri büyüyecek. Ne zaman yorulsak hayattan, karşımızdakinin gözlerine bakmak yetecek. ?Haydi!? diyecek o gözlerdeki ışıltı, ?hayallerimizi birbirine ekleyerek umut şehrini kuralım.?
- ? Şiddet mahremiyetin yok edilmesidir. ? TV ekranlarındaki "Reality Show"lardan birisindeyiz. Biz seyirciler kamera ile birlikte hareket ediyoruz; kamera adeta bizim gözlerimiz. Zili çalıyor ve bir evden içeri giriyoruz, evde herkes ağlıyor, bir yas yeri. Evin liseli kızı yarım saat önce intihar etmiş. Kamera(gözlerimiz) evi tarıyor, neden sonra babada karar kılınıyor ve bir mikrofon acılı babanın ağzına dayanıyor. Ve baba anlatıyor, adamları kovmuyor, onları terslemiyor, kuzu kuzu anlatıyor. Muhabir yerde üstü örtülü yatan genç kızın yüzünü gösteriyor bize ve biz seyirciler o yüz nasıl olurmuş öğreniyoruz. Biz seyirciler karşımızdaki dikiz aygıtından o yüzün ayrıntılarını keşfetmeye çalışıyoruz. İntiharın nedenine dair bir ipucu, bir öfke belirtisi yahut bir gülümseme. Bir polisiye romanın şifresini çözer gibi, bil-bul oyunu oynar gibi, bilmek ve kazanmak istiyoruz. ? İnsanın en mahrem alanlarından ve anlarından biri, ölüm ve onunla yüzleşme anı/alanı, taarruza uğruyor, acı verici bir olay sıradanlaşıyor ve ölü bir gövdeye duyulan merak kışkırtılıyor. Bir ailenin uğradığı felaket hoşça vakit geçirtecek bir gösteriye dönüştürülüyor. Şiddet budur. Bu kuşatmada en çok yara alanlar da, en savunmasız olanlarımız, yani çocuklar oluyor. Müzik kliplerinden fışkıran ve neredeyse kudurgan cinsellik, günün her saatinde onların o nazenin imge dünyalarını bombalıyor. İNSAN HAYATININ KOLAYLIKLA ELDEN ÇIKARILABİLİR BİR ?META? OLDUĞUNU İZLEYEREK BÜYÜYORLAR.
- Güzellik biçimde değildir, eşya ve tabiatın bizi tefekküre ve kainatla yekvücut olmaya davet eden yanı niteliğindedir.
- Ben bütün hayatlardan geri kaldım doktor bey. İlaçlarınız, şoklarınız düzeltmiyor karnemdeki kırıkları. Ben aşk-ı bekâlardan sınıfta kaldım. Ve onların yüreğinde ne merhamet, ne aşklar. Bilmiyorlar onlar kalbi kırık bir çocuğun tarihi nerden başlar.
- Yürümenin erdemleri?ni doya doya tatmalı insan. Yürümekle bedenimizi fark ederiz, o bedeni bize vereni fark ederiz. Yürümek, bu bakımdan şükrün ifasıdır.
- İçinde bulunduğumuz çağ, ?şimdi?yi yaşamamıza fırsat vermiyor, her şey gelecek için yapılıyor.
- Sevmek için zaman ayırmak gerekir. Bilmek için zamana ihtiyaç duyarız. Güzelliği ancak zaman ayırarak fark ederiz. Zamanla olgunlaşırız. Lütfen yavaş gidiniz.
- ?Hayat siz planlar yaparken başınıza gelen şeydir?
- çökkün bir insan geçmişe saplanıp kalıyor, tedirgin insanlar gelecekteki olumsuz olayların beklentisiyle bugünü kendilerine zehir ediyor.
- Zaman daralıyor. İyi şeyleri yapmak için acele etmeli. Kendi ömrümüzü ve sevdiklerimizin ömrünü güzelleştirmek için yarışmalı. Bir fidan dikmeli. Kuruyan bir ağaca su vermeli. Ânın evlatları olmalı. İnsanlara tebessüm etmeli. Güzellik ve iyiliği dile getirmeli, olmuyorsa susmalı. Ölüme, o ?küçük kıyamet?e hazırlanmalı.