- ''... Yarısı boş bir yatakta, yarısı boş bir evde uyanıp dolaşan kurban değildir neticede. Hala hayatta olduğunun rüyasını görmez. Uyanınca gerçekle yüzleşmenin neden olduğu acılarla boğuşmaz. Ölümün neden olduğu çıldırtıcı öfkeyle, yürek sızısıyla kıvranmaz. Masadaki boş sandalyeye gözleri ilişip durmaz. Dolabı her açtığında onun elbiselerini görerek gözyaşları içinde acıyı, yaşama sevincini kaybetmiş olmanın neden olduğu acıyı hissetmez.''...
- ''... Öfkeyle ilgili düşündüklerin aslında suyun sadece yüzeyinde görünen şamandıradır. Ama zinciri takip eder, şamandıranın bağlı bulunduğu denizin dibine kadar inersen öfkenin gerçek nedenini anlarsın.''...
- ''... Zihnindeki bir yılan çalıların arasındaki iki gerçek yılandan daha korkutucu olabilir.''...
- Hey Sherlock. Ankara ile konuştum.
- Hey Sherlock. Ankara ile konuştum.
- Seni o kadar iyi tanıyorum ki ne düşündüğünü biliyorum...
- Kaç parlak melek dans edebilir
Bir iğne üzerinde
Kaç umut boğulabilir
Bin cin şişesinin içinde
Düşündün mü hiç
Bir silahtı bardağın gerçekte
Ve bir gün düşündüğünde
Tanrım, ben ne yaptım? - Yaptıklarımı yapıyorum
Ne para, ne eğlence için
Yalnızca borçların ödenmesi için,
Düzeltilmesi gerekenlerin düzeltilmesi için.
Boyanmış bir gül kadar
Kırmızı kan için
Her insan bilir ki
Ne ekerse onu biçecektir. - Şans sevdiği bir kavram değildi. Şans, onun nazarında, aptalların kabiliyet yerine koydukları bir şeydi.
- İnsanlar kendi kusurlarından ziyade başkalarının hatalarını bulmaktan zevk alır.