Jamie McGuire
- Doğum:
- Jamie McGuire Oklahoma'nın Tulsa şehrinde doğmuş ve annesi Brenda Blackwell tarafından yetiştirilmiştir. 1997?de liseden mezun olduktan sonra, Önce Northern Oklahoma kolejine ve Central Oklahoma Üniversitesine gitmiş ve Autry Teknoloji Merkezinden Radyografi diploması almıştır.
Şu anda, gerçek bir kovboy olan kocası Jeff ve üç çocuğu ile ... (devamı)
- O anda bir şey fark ettim: o güzelliğin ve sahte masumiyetin ardında başka bir şey vardı, mesafeli, ölçen biçen, kurnaz bir şey. Gülümsediğinde bile günahkârlığın hiçbir hırka tarafından kapatılamayacak kadar içine işlemiş olduğunu görebiliyordum. O gözler minicik burnunun ve yumuşak hatlarının üstünde âdeta havada asılı gibi duruyor ve başka herkes onun saf ve masum olduğunu düşünüyordu. Ama bu kız bir şeyler gizliyordu. Benim fark etmemi sağlayan tek şey, kendimi bildim bileli bende de aynı gühahkârlığın olmasıydı. Tek fark onun bunu içinde, derinlerde tutuyor olması ve benim kendi günahkârlığımı düzenli aralıklarla kafesinden çıkarmamdı.
- Ona aşıktım ve onsuz bir hayat düşünemiyordum ama aynı zamanda onun daha iyisine layık olduğunu biliyordum ve böyle düşünsemde Abby 'nin bir başkasıyla beraber olduğu düşüncesine tahammül edemiyordum.Bu ilişkide ikimizde kazanamayacaktık ama ben onu kaybetmeyi göze alamıyordum.
- Travis arkasını dönüp "İyi geceler, Güvercin," dedi.
Yerimde duramıyordum, henüz uyumaya hazır değildim. Eğilip çenemi omzuna koyarak "Trav?" dedim.
"Evet?"
"Sarhoş olduğumun farkındayım ve az önce bunun üstüne feci bir kavga ettik, ama..."
Travis hâlâ arkası bana dönük, "Bu gece seninle seks yapmayacağım, onun için istemekten vazgeç," dedi.
"Ne? Hayır!" diye bağırdım.
Travis gülüp döndü, bana bakarken gözlerinde yumuşak bir ifade vardı. "Ne var Güvercin?"
İçimi çektim. "Bu var," dedim, başımı göğsüne yasladım ve kollarımı açıp onu kavrayarak ona mümkün olduğu kadar sıkı sarıldım.
Kasılıp ellerini kaldırdı, sanki nasıl tepki vereceğimi bilemiyormuş gibiydi. "Sen sarhoşsun."
"Biliyorum."
Bir elini gevşetip sırtıma koydu ve diğerini ıslak saçlarıma; sonra da dudaklarını alnıma bastırdı. "Hayatımda tanıdığım en kafa karıştırıcı kadınsın." - "Neredeyse her gece senin uyumanı seyrediyorum. Öyle huzurlu oluyorsun ki. Bende öyle bir huzur yok. İçimde her zaman kaynayan bir kazan gibi öfke, hiddet var - senin uyumanı izlediğim zamanlar hariç."
- "Nasıl bir baş belası olduğumu anlayıp beni özlemenin nasıl bir şey olduğunu unutacaksın."
- "Amma da etkileyici bir ilk öpücüğün varmış."
"Senin son ilk öpücüğün." - "Bu akşam hâlâ bovling oynamaya gidecek miyiz?"
"Evet, tabii ki gidiyoruz! Ve senin canına okuyacağım!"
Gözlerimi kısıp ona baktım. "Hayır bu sefer olayacak. Yeni bir süper gücüm var."
Güldü. "Neymiş? Sert mi konuşacaksın?"
Eğilip bir defa boynunu öptüm, ardından dilimi kulağına kadar çıkartıp kulak memesini öptüm. Donup kaldı.
Kulağına, "Dikkat dağıtmak," diye fısıldadım. - "Benim yuvam sensin."
- Sıradışı olan sadece ben değildim ve o sadece o da değildi, birlikteyken olduğumuz şeydi.
- Onu koruduğumu ya da güzel olduğunu düşündüğümü bilmemeli. Onu seviyor olsaydım bu çok saçma olurdu. Öyle değil mi? Belki de öyledir. Belki bundan daha fazlasıdır. Sanırım bundan daha fazlası.
Sanırım ben ona âşığım.