- Herkes haklı olduğu düşünülsün ister, ruhsal bozuklukları olanlar bile - belki de özellikle ruhsal bozukluğu olanlar.
- Bir bedende yaşayan iki insanın verdiğinden daha büyük acı olamaz.
- En büyük çatışma kendimizi görme şeklimiz ve başkalarını görme şeklimiz arasındadır. Örneğin, biz tartışıyor olsak ve sen bana bağırsan, bunun sebebinin senin öfkeni kontrol edememen olduğunu düşünürüm. Fakat ben sana bağırsam bunun sebebini kendi öfke kontrolsüzlüğüm değil, senin kışkırtman olarak görürüm.
- Hayatlarımızdaki en büyük acı, kabul etmediğimiz hatalarımızdan gelendir -bizim asıl kimliğimizle uyuşmayan hatalardır. Bize öyle zıtlardır ki, onlara bakmaya katlanamayız. Bir vücutta iki insan oluruz, birbirine katlanamayan iki insan. Yalancı ve yalancılardan nefret eden. Hırsız ve hırsızlardan nefret eden. Bu savaşın verdiği acıya benzer başka bir acı yoktur. Bu acı, bilinç seviyemizin üzerine çıkar. Ondan kaçarız ama bizimle koşar. Nereye kaçarsak kaçalım, savaşı beraberimizde götürürüz.
- İlerleme kaydedebilmek için, açık fikirli olmamız gerekiyor. Kendimle ilgili gerçeği bulabilmek için, bunu zaten bildiğimi söylemeyi bırakmalıyım. Eğer ne için orada durduğunu anlamayı başaramadıysam, yolumda duran kayayı asla yerinden kaldırmamalıyım.
- Kafasında harcadığı zaman, dünyada harcadığı zamandan daha fazlaydı.
- Ego tatmini için verilmiş egosuzluk izlenimi.
- Gölde daire şeklinde yayılan her dalga er geç etkisini kaybederdi.
- Ama işin apaçık ortada olan komik tarafı insanın yaşadıklarını hatırlamayı sürdürmesinde gizliydi.Diğer taraftan sadece günü yaşamaya çalışırsanız hatıralar silikleşirdi.Mutluluk bile sadece o anlık bir mutluluk olmalıydı.Benimsenmediği zaman yaşanılanlar giderek unutulan rüyaları andırmaya başlıyordu.Sonunda da çok derinlerde kalmış,hoşnutsuz bir tınıya dönüşeceklerdi.
- Ve acının toplumda söylenegeldiğinin aksine zamanla üstesinden gelinebilecek bir şey olmadığını keşfetmiştir.