Burası özgürlükler ülkesi. Yaa... Hele biraz kullanmaya kalk bakalım o özgürlüğü. Cebindeki parayla ne kadar özgürlük satın alabiliyorsan o kadar özgürlük tanıyor herif sana.
Hükümetin ölüye duyduğu ilgi, diri insana duyduğundan fazla nedense.
İnsanlar yardım etmeye de ihtiyaç duyar.
Uykuyla dinlenemeyecek kadar yorgunum artık.
Aç insanların gözlerinde giderek büyüyen bir gazap oluşuyor. Ruhlarında yumru yumru gazap üzümleri oluşuyor, büyüyor, ağırlaşıyor, bağ bozumuna hazırlanıyor.
Kino, tanrıların kendi çabaları sonucu başarıya ulaşan kişiden er geç öc alacaklarını da biliyordu. (zınk!)
Çünkü yoksul kişilerin baş düşmanı açlıksa, ikincisi hastalıktır.
Her şey parçalanır ve sürüklenir ama bütün bunlar koskoca bir bütünün miniminnacık parçalarıdır yalnızca..!
İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur.
Bir gün, dolu dolu bir gün sadece bir değil, birçok şeydir. Yalnızca giderek artan ışığın doruk noktasına varıp tekrar azalmasıyla değil, dokusu ve havası, tınısı ve manasıyla da değişim geçirir; mevsim, sıcaklık yada soğukluk, rüzgarın yokluğu yada çeşitliliği gibi binlerce etkenle eğilir; kokular, tatlar ve buz yada çimin yapısıyla , tomurcuk yada yaprak yada karalar bağlamış, çıplak dallarla bükülür. Ve bir gün değişirken özneleri de değişir, böcekler ve kuşlar, kediler, köpekler, kelebekler ve insanlar.
Richard Brautigan
Jean Baudrillard
Hasan İzzettin Dinamo
Albert Camus
Ahmet Hamdi Tanpınar
Virginia Woolf
Pınar Çekirge
E. L. James
Milan Kundera
Mo Yan