- Anlayamazdı çünkü öptüğü son kişi o değildi, çünkü tutulamayacak bir sözle geride bırakılmamıştı.
- Küller küllere. İndirimli satışlar indirimli satışlara.
- Albay:"Flamingolu kravatı takabileceğimi sanmıyorum." TıknaZ:"Durum göz önüne alınırsa, biraz neşeli kaçar." Albay: "Operaya takamıyorum, cenazeye takamıyorum. Kendimi asmak için kullanamıyorum. "
- Şöyle düşündüm: korku bu: önemli bir şeyimi kaybetmiştim, bulamıyordum ve ona ihtiyacım vardı. Birinin gözlüğünü kaybetmesi, gözlükçüye gitmesi ve ona dünyada hiç gözlük kalmadığının, gözlüksüz idare etmek zorunda olduğunun söylenmesi gibi bir korkuydu.
- Beni okuldan atma, diye düşündüm. Sakın. Alaska'yı öpmeye daha yeni başladım.
- O gece gittiği için ondan nefret ediyordum ve kendimden de nefret ediyordum; sadece gitmesine izin verdiğim için değil, onun için yeterince iyi olsaydım, o gece gitmek bile istemeyeceği için.
- Eğer seni o kadar çok sevdiyse niye o gece seni bıraktı? Sen onu o kadar sevdiysen gitmesine niye yardım ettin?
- Bütün hayatını labirentte mahsur kalıp bir gün oradan nasıl çıkacağını, bunun ne kadar müthiş olacağını düşünerek geçirirsin ve geleceği hayal etmek devam etmeni ama bunu hiç yapmamanı sağlar. Geleceği yalnızca o andan kaçmak için kullanırsın.
- Acı hissedilmeyi talep eder.
- Evlerin tuhaf yanı hayatlarımızın büyük kısmı içlerinde geçmesine rağmen dışarıdan sanki hiçbir zaman hiçbir şey olmuyormuş gibi görünmesi. Mimarinin tüm amacının bu olup olmadığını merak ettim.