- Belki de yazmak dünyadan, olduğun yerden uzaklaşmanın en kestirme yolu...
- Yaşamak tasarlanmış ve ertelenmiş bütün ölümlerdir belki de.
- Tenimde, ki ten unutmaz yaşadıklarını , eski sevgilerin izleri, söylenmiş ve söylenememiş bütün acıtıcı sözcüklerin çizikleri ve açılıp kapanmış yaraların kuruyup dökülmüş kabuklarının bıraktığı sedefsi lekeler var.
- Rüyalar çoğu zaman gerçekten daha gerçektirler çünkü. İnsanın en karmaşık, en dokunulmamış eğilim, arzu ve kaygılarını ortaya koyarlardı; bozulup eğrilmemiş, törpülenip yavanlaşmamış derin içselliğini. Kalıpların, yasakların içinde kenetlenen, bastırılan duyguların, denetim ortadan kalktığında sere serpe ortaya dökülen gündelik tutanaklarıydı onlar.
- İnsan yanlış yerden hayata başlamışsa, neyi tutsa elinde kalıyordu.
- Erkekler pek seviyorlardı gözü açılmadık bir kızdan kendilerine uygun bir kadın yaratmayı. Ama çoğu kez başaramıyorlardı bunu. Kumandayı ele alayım derken teslim olmak zorunda kalıyorlardı.
- Kırılacak, çok değerli bir şeyin ta yukarıdan yere bırakılıvermesi ve ayaklarının dibinde patlayıp dağılması. Kaybetmek, dehşet. En acısı, eğer kendi bedeninden hayat verdiğin bir insansa bu, acın sonsuza kadar sürecek bir parçalanma duygusuna dönüşüyordu.
- Benim ruhum hep saf kaldı. Ben hiç kirlenmedim. Ellerimi kire, kana bulamadım. Aldanmış olabilirim. Doğaldır aldanışlar. Kavga içinde çılgınlıklar, yalnızlıklar, tutkular, yalanlar, kuşkular yaşarsın. Kırılırsın ve sonra bunlardan büsbütün arınamazsın, içine işler, üstüne siner. Yazgın olur geride bıraktıkların.
- Onunla birlikteyken kapıldığı ezikliği, iç bulantısını, kendi yanlışlığını bilmenin burukluğunu hatırladı. Aynı güçsüzlüğü, beceriksizliği yeniden duydu.
- Geçip giden sevgilidir. Ama aşk peri masalı gibi zamanın içinde bir yerlerde durur ve hep seni bekler. Masalın iyi ya da kötü bitmesi önemli değildir. Masal masaldır.