Eğlenmek... Bu kelimenin manası da Behlül'de tebeddüle uğramış idi. O hakikatte hiçbir şeyden eğlenmezdi. Bütün eğlence yerlerine koşardı, bütün gülünecek şeyleri arardı, ihtimal herkesten ziyade gülerdi; fakat eğlenir miydi? Eğleniyor görünürdü, onun için eğlenmek, eğleniyor görünmek demekti. Bütün gülüşlerinin, eğlenişlerinin altında saklı bir can sıkıntısı vardı ki onu daima bir zevkten diğerine sevk ederdi.
Onun yalnız bir şeye merakı vardı: Gülmek... ve dünyada en ziyade onu güldürecek, en neşveli kahkahalarına serbest bir tayaran verecek Nihal'dir.
Sevmek bu muydu? İnsanı güya bir mengene içinde sıkıp sıkıp da birisinin ayakları altına ezik,bitik,can çekişerek atmak isteyen bir öldürücü şey,sevmek bu muydu?
İnsan emellerini tekzip eden (arzularını yalanlayan) şeyleri istediği şekilde tevile (farklı yorumlamaya çalışarak) kendisini daima arzuları içinde oyalamakla gecikir.
İnsan bedbahtlığının, bahtiyarlığının mucididir (insan mutsuzluğunun da mutluluğunun da oluşturucusudur.)
İnsanlar ne kadar büyürlerse büyüsünler,ne kadar ihtiyar olurlarsa olsunlaryine bazı dakikalar vadır ki annelerine sokularak çocuk olmak isterler.
Özdemir Asaf
Hermann Hesse
Mo Yan
Howard Gardner
Niccolo Machiavelli
Celil Oker
Soren Kierkegaard
Jane Austen
Yılmaz Erdoğan
Christian Jacq