- Bana öyle geliyor ki seni bu kadar perişan eden şey çalışmaktan korku değildir, hayatın henüz bilmediğin bir şeyine biraz vaktinden önce rastlamandır. Yalnız bundan ibaret...
- "Ümit var mı?" diyordu, tabip cevap verdi:
- Ümit ne vakit kesilir? - Eğlenmek... Bu kelimenin manası Behlül'de değişime uğramış idi. O hakikatte hiçbir şeyden eğlenmezdi. Bütün eğlence yerlerine koşardı, bütün gülünecek şeyleri arardı, ihtimal herkesten ziyade gülerdi; fakat eğlenir miydi? Eğleniyor görünürdü, onun için eğlenmek, eğleniyor görünmekti. Bütün gülüşlerinnin, eğlenişlerinin altında saklı bir can sıkıntısı vardı ki onu daima bir zevkten diğerine sevk ederdi.
- Sevmek, sevmek istiyordu. Hayatında yalnız bu eksikti: fakat hayatta her şey bundan ibaretti. Sevmek, evet, saadet yalnız bununla elde edilebilirdi. (...) Sevmek istiyordu, hummalar içinde mecnunca (delice) bir aşk ile sevecek bir mesut olacaktı. (...) Nefes alamıyor, boğuluyordu; bu mezardan çıkmak,yaşamak, sevmek istiyordu.
- Kaç kere bunu söylemek için cesaret etmek istemişti, fakat kendisini meneden bir şey vardı. Zannediyordu ki, onu söyleyecek olursa Behlül gülecek, eğlenecek, bütün etraftan, bu çamların arasından alay kahkahası patlayacak, ona: Lakin çocuk! Seninle eğlendiler, diyecekler. O zaman? O zaman artık ölmek lazım gelecek.
- Bir boşluk içindeyim ki orada yalnız kendi acılarımı duyuyorum.
- Gözlerini kapayarak bütün bu bedbaht aşk macerasını sıra ile, tekmil levhalarıyla ( bütün tablolarıyla ) görmek istiyordu ve aynı zamanda karaciğerinden sancının için için gelen tehdidini duyuyordu. Zaten ruhunun o acısıyla vücudunun bu illeti birbirine öyle sıkı sıkı merbut ( bağlı ) idi ki biri uyanırken mutlaka ötekini uyanmış bulurdu.
- Ah! O son uyku! Onu nasıl özlüyor , nasıl sefil ömrünün en mesut bir neticesi olarak bekliyordu.
- İnsanlar tuhaftır. Kötü bir şey yapmakta olduklarını sezinleyecek olurlarsa, kesinlikle ilk önce vicdanlarını susturacak bir sebep bulurlar. Kötü işler sahibi olanlara sorunuz; hepsinde kendi kendilerine bulunup uydurulmuş ve özenle pekiştirilmiş sebeplere rastlarsınız.
- Onun alemi; işte şu yavaş yavaş açılan beyninin içinde, mai bir sema, o mai semanın içinde birçok gülümseyen ümit yıldızlarından ibaretti..!