 Ahlakın temelleri üçlüdür: Yurttaşlık bilgisini üreten sezgi, yasaklamayı üreten itaat; eylemdeki uyumu üreten akıl. s.76 Ahlakın temelleri üçlüdür: Yurttaşlık bilgisini üreten sezgi, yasaklamayı üreten itaat; eylemdeki uyumu üreten akıl. s.76
 Aklın sonu, düşünmenin usanmasıdır... s.64 Aklın sonu, düşünmenin usanmasıdır... s.64
 Akıl yaratmaz, sadece sınırlar. s.76 Akıl yaratmaz, sadece sınırlar. s.76
 ...doğanın yasası bencilliktir....İnsan, kabul etsek de etmesek de, bencildir, böyle olması da doğaldır. s.110 ...doğanın yasası bencilliktir....İnsan, kabul etsek de etmesek de, bencildir, böyle olması da doğaldır. s.110
 Kişilik, kötülüğün mekanıdır; kalp, acının tapınağıdır. İnsanların ölümsüzlüğünü istediğimizde onların iyiliğini değil kötülüğünü istemiş oluruz. s.118 Kişilik, kötülüğün mekanıdır; kalp, acının tapınağıdır. İnsanların ölümsüzlüğünü istediğimizde onların iyiliğini değil kötülüğünü istemiş oluruz. s.118
 Düşünce, kuvvet saf güçtür. s.154 Düşünce, kuvvet saf güçtür. s.154
 Her şeyin ölçüsü insandır. s.162 Her şeyin ölçüsü insandır. s.162
 Şehvetin tarihi, şehvetin ve insanın tarihidir. Hristiyanlığın tarihi, şehvetin ve çılgınlığın tarihidir. s.170 Şehvetin tarihi, şehvetin ve insanın tarihidir. Hristiyanlığın tarihi, şehvetin ve çılgınlığın tarihidir. s.170
 ?Yaşamak, bir başkası olmaktır. Eğer bugün de dünkü gibi hissediyorsak, bizde duygu diye bir şey yok demektir; dün hissettiğimiz duyguların tıpatıp aynısını hissetmek hiçbir şekilde hissetmemek anlamına gelir; dün hissettiğimiz şeyleri bugün hatırlamaktan ibarettir bizim yaptığımız çünkü biz bugün, dünkü kayıp hayatımızın yaşayan kadavralarıyızdır.? ?Yaşamak, bir başkası olmaktır. Eğer bugün de dünkü gibi hissediyorsak, bizde duygu diye bir şey yok demektir; dün hissettiğimiz duyguların tıpatıp aynısını hissetmek hiçbir şekilde hissetmemek anlamına gelir; dün hissettiğimiz şeyleri bugün hatırlamaktan ibarettir bizim yaptığımız çünkü biz bugün, dünkü kayıp hayatımızın yaşayan kadavralarıyızdır.?
 ''Herkes uykuya daldığı için ıssız kalmış evin öbür ucundaki duvar saati, vaktin gecenin dördü olduğunu haber veren dört berrak notayı ağır ağır çalıyor. Henüz uyuyamadım, uyuyacağım da yok. Kafamı meşgul ederek uykumu kaçıran ya da bedenimi rahatsız ederek dinlenmemi engelleyen hiçbir şey olmadığı halde, karanlıkta uzanmış yatıyorum, sokak lambalarının ay ışığına benzeyen belirsiz aydınlığı karanlıktaki yalnızlığı iyice koyulaştırıyor; yabancılaşmış bedenimin uyuşuk sessizliğini uzatıyorum boylu boyunca. O kadar uykum var ki, artık düşünemiyorum; uyku benden o kadar kaçıyor ki, artık bir şey hissedemiyorum.'' ''Herkes uykuya daldığı için ıssız kalmış evin öbür ucundaki duvar saati, vaktin gecenin dördü olduğunu haber veren dört berrak notayı ağır ağır çalıyor. Henüz uyuyamadım, uyuyacağım da yok. Kafamı meşgul ederek uykumu kaçıran ya da bedenimi rahatsız ederek dinlenmemi engelleyen hiçbir şey olmadığı halde, karanlıkta uzanmış yatıyorum, sokak lambalarının ay ışığına benzeyen belirsiz aydınlığı karanlıktaki yalnızlığı iyice koyulaştırıyor; yabancılaşmış bedenimin uyuşuk sessizliğini uzatıyorum boylu boyunca. O kadar uykum var ki, artık düşünemiyorum; uyku benden o kadar kaçıyor ki, artık bir şey hissedemiyorum.''
 Pearl S. Buck
 Pearl S. Buck Muhyiddin İbn Arabi (Ebû Bekir Muhammed b. Ali)
 Muhyiddin İbn Arabi (Ebû Bekir Muhammed b. Ali) Marc Levy
 Marc Levy Mario Mazzanti
 Mario Mazzanti Susan Elizabeth Phillips
 Susan Elizabeth Phillips Cemalnur Sargut
 Cemalnur Sargut Cemil Meriç
 Cemil Meriç G. K. Chesterton
 G. K. Chesterton Yakup Kadri Karaosmanoğlu
 Yakup Kadri Karaosmanoğlu Emile Zola
 Emile Zola