- İyi miyim kötü mü depresyonu sanatçının ödülü olarak bilinir... Yaz çalışma şevkini kıran bir zaman. Ölümün geldiğini sonbaharda çocuklar kağıda kalem koyduklarında hissettiğin gibi hissetmezsin. Herkes tomurcuklarını yitirir. Sonuçta bu şeftali gibi çürüyeceğiz anlamına gelmez. Bir silah veya eyer yıprandıkça iyileşir, insanlar da tanrının gözünde öyledir. Taze olan, rahat olan her şeyini kaybedersin ve bir daha asla yazamayacakmışsın gibi gelir. Fakat meşguliyetinle beraber birikimin de artar ve eski enerjinden daha çok malzeme çıkartabildiğin anlar yakalarsın. F. Scott Fitzgerald'a, 1929
- Mazeretlerin geçerli olmadığı çetin bir iş kolundayım. Yazdığın iyidir ya da kötüdür ve bir kitabın olabileceği kadar iyi olmasını sağlayabilecek binlerce sebep aynı şekilde kötü olmasına neden olduğunda bahane yerine geçmez. İyi iş çıkartmak zorundasın ve gerçekten yazar olmak isteyen biri önündeki engellere yenilerini ekliyorsa aptaldır. Küçük başarılara sığınmak, fakir arkadaşlara iyilik yapmak gibi şeyler yalnızca pes etmenin farklı bir yoludur. Mrs. Paul Pfeiffer'a, 1932
- Gerçek manada yazmak yalnız bir hayattır. Cemiyetler yazarın yalnızlığını bir ölçüde hafifletse de sanmıyorum ki yazısını iyileştirsin. Yazar yalnızlığını üzerinden attıkça sosyal çevrelerde itibarı artar ama genellikle yazdıkları kötüleşir. Çünkü bu iş yalnız yapılan bir iştir ve eğer yeterince iyi bir yazarsa her gün ya ebediyetle yahut ebediyetin yokluğuyla yüzleşmek zorundadır.
- Tolstoy gibi yazarak kitabı daha büyük, daha bilgece falan filan hale getirebilirim. Ama hemen sonra Tolstoy'u neden atlaya atlaya okuduğumu hatırlıyorum... Tanrı gibi yazmaktan hoşlanmıyorum. Eleştirmenler bunu beceremediğimi varsayıyorlar, halbuki tek sebep istememem. Maxwell Perkins'e, 1940
- "-Anlayamıyorum. -Ben de çoğu kez, zevkle, anlamıyorum." (Syf.75)
- Bana yaşayanları huzur içinde yazmaları için rahat bırakmamıza yetecek kadar ölmüş yazar var gibi geliyor.
- Artık uçamıyordu çünkü içindeki uçma aşkı bitmişti ve hatırladığı yalnızca uçmanın bir zamanlar ne kadar zahmetsiz olduğuydu.
- Büyük yazarları sıralayacak bir ölçü yoktur.
- Madam, bol keseden kullanmaktan tüm kelimelerimiz anlamını yitirdi..
- "Yıldızları öldürmeye kalkmadığımıza iyi ediyoruz; ya bir de onu yapsaydık!" "Ya bir de her gün ay'ı öldürmeye çalışsaydık?" diye düşündü. "O zaman ay kaçardı. Fakat ya her gün güneşi öldürmek gerekseydi? Şanslı adamlarız vesselam!"