- "Tuhaf bir yer burası," dedi Monk,
"Ölüm kokuyor."
"Ölüm kokmaz" dedi kadın. "Hayat kokar, ölmekte olanlar kokar, çürüyenler kokar, ölüm kokmaz." - "Bir gün," dedim Jan'e, "evrenin dördüncü boyutuna geçmek mümkün olduğunda, şöyle bir yürüyüşe çıkıp yok olabileceksin. Gömülme yok, gözyaşı yok, cennet yok, cehennem yok. İnsanlar otururken birden, "George'a ne oldu?" diye soracaklar ve biri, "Bilmiyorum, bir paket sigara almaya gitmişti," diyecek.
- Karyolama oturup kendime bir içki koydum.Kapımı açık bırakmıştım.Şehrin gürültüsüyle beraber ay ışığı sızıyordu odama:müzik dolapları,otomobiller,küfürler,köpek havlamaları,radyolar...Hep beraberdik.Aynı bok çukurunun içindeydik hepimiz.Kaçış yoktu.Zamanı geldiğinde sifonumuz çekilecekti.
- ?İnsanlar adaletsizliği sadece kendi başlarına gelince düşünüyorlar.?
- kentler insanları öldürmek için inşa edilirler, ve bazı kentler insana kısmetli gelir, bazıları gelmez. çoğu gelmez.
- Kimi, kuralları başkalarının öğütlerinde arar ve o görüşü benimser. Başkalarına itaat benliğin çürümesidir bence. Çünkü her insan benzer olmakla birlikte farklıdır da. Ve farklılığımızı tek bir yasa ile gütmek her birimizi alçaltır.
- "Ruh solarken ortaya biçim çıkar."
- Bir erkeğin kendini hissedebileceği kadar sahici hissetmesi için bir kadın tanıması gerekmiyordu, ama birkaç tane tanımanın da zararı yoktu.Böylece ilişki bittiğinde kendini gerçekten yalnız ve delirmek üzere hissetmenin ne olduğunu öğreniyor,sonun geldiğinde neyle yüzleşeceğine dair fikir sahibi oluyordum...
- Ne korkunç şey! Neden gizli yaptıkları anlaşılıyordu. Bir de herkesin yaptığını düşünmek! Öğretmenler, müdür, herkes! Çok aptalcaydı. Sonra Lilla Jane ile yaptığımı düşündüm, o kadar da aptalca gelmedi bana.
- Kayışın sesi verdiği acı kadar kötüydü neredeyse.