- Bilim insanının yaşamında mutluluğun her şekli bulunur. Yeteneklerini kullanabildiği bir işi vardır; yalnız kendisince önemli olmakla kalmayıp hiçbir şey anlamadıkları zaman bile halk tarafından önemli sayılan işler yapmaktadır. Bu bakımdan, bilim insanı sanatçıdan daha şanslıdır. Halk bir resmi ya da şiiri anlamadığı zaman, o eserin kötü olduğunu düşünür. Görecelik kuramını anlamadığı zamansa, haklı olarak, bu işi anlamaya öğreniminin yetmediği sonucuna varır. Bu yüzden, Einstein saygı görürken bazı büyük ressamlar tavan aralarında soğuktan titrer ve Einstein mutlu, ressamlarsa mutsuz olur.
- Yavaş yavaş kendime de, kusurlarıma da aldırış etmemeyi öğrendim, dikkatimi dışımda olan şeylere yöneltmeye başladım, örneğin dünya durumuyla, ilgi duyduğum bilimlerle, hoşlandığım kişilerle ilgilenmeye başladım.
- ''Herhangi bir görüş rasyonel nedenlere dayanmaktaysa insanlar bunu benimser ve sükunetle açıklarlar. Ateşli bir şekilde savunulan görüşler asla iyi bir temele dayanmayan görüşlerdir.''
- ''Leibniz son yıllarında bir muhabire yaşamında yalnız bir kere, o da 50 yaşındayken, bir bayana evlenme teklifi ettiğini anlatmış; sonra da şunu eklemiş: Şükürler olsun ki düşünmek için zaman istedi. Bu bana da düşünme fırsatı verdi ve teklifimi geri aldım.''
- ''Hepimizin içinde mantıktan esinlenmeyen eylemlerle tüketilmesi gereken bir miktar enerji olduğuna inanıyorum. Bu çıkış yolunu koşullara göre sanatta, tutkulu aşkta veya tutkulu nefrette bulabilir.''
- Bir ulus, bir sınıf ya da ne derseniz deyiniz, haksız yere ezilirse, şerefli insancıl kimseler, onlara en üstün nitelikler yakıştırmaya koyulurlar. Bu eşine az rastlanır yaratıklara özgürlük verilir, sonra da bakarsınız, harıl harıl kendilerini ezenlerin kötü yönlerini kopya etmeye başlamışlar...
- Çocukluktaki düş gücü öldürmek onu var olan şeylere köle yapar, dünya tutsak ve bu nedenle cenneti yaratmayan varlık olur.