- ?Bana, insan yalnızca kendini anlayabilirmiş gibi geliyor. O da zaman zaman.?
- ?Hareket etmezsen acı üzerinde birikir.?
- ?Gitmesin istiyordum. Orada otursun, bakışlarıyla beni dinlendirsin, anlattığım şeylerin onun için çok değerli olduğunu belli etsin istiyordum. Bunu belli etmezse kırılıp döküleceğimi anlasın istiyordum.?
- Bir pazar sabahı Rıfat günlerin aynı kaba damlamadığını fark etti. ?Günler damlıyor ama aynı kaba değil,? dedi. Gökyüzüne baktı: Boştu. Hiç bulut yoktu, aslında hiçbir şey yoktu. Çağımızın çıplak güneşi her şeyi yok etmişti, enginliği, bulutları ve kuşları? Maviyi bile yok etmişti, sonra da sırasıyla diğer renkleri, bazı sesleri, kelimeleri ve anlamları. İnsan bu yoklukta yeni bir şey söyleyemez, olsa olsa kendini tekrar ederdi.
- Mektubun son cümlesini yazmadan önce Rıfat'a kendisine iyi bakmasını söylüyordu sevgilisi. "Biliyorum", diyordu, Yine kitaplara gömüleceksin, sayfalarında ikimize rastlama ihtimalinin peşinden giderek deli gibi kitap okuyacaksın ve bu sana iyi gelecek. Senin iyi olduğunu bilmek bana yeter. Beni merak etme.
- "Hayatı üzerlerinde bir leke gibi taşıyan ya da kendileri hayatın üzerinde bir leke olan insanlar.."
- "Geçicilik duygusunun insanı hep hazır olda tutan despotluğundan kaçmak için uyumak istiyorum."
- "Uyandığımda gün bitmiş oluyor, hayat azalarak sonsuza gidiyor..."
- Diyeceğim, bu hayatta, her şeyin lastik gibi sündüğü, bir türlü kopamadığı bu hayatta bir şey, herhangi bir şey nasıl biter?
- "Evet büyümedik ama çocuk da kalamadık. Bir enkazız yalnızca.."