beni koyup koyup gitme ne olursun durduğun yerde dur kendini martılarla bir tutma senin kanatların yok düşersin yorulursun beni koyup koyup gitme ne olursun bir deniz kıyısında otur gemiler sensiz gitsin bırak herkes gibi yaşasana sen işine gücüne baksana evlenirsin çocuğun olur sonun kötüye varacak beni koyup koyup gitme ne olursun elimi tutuyorlar ayağımı yetişemiyorum ardından memleket havası hevesim olsa param olmuyor param olsa hevesim yaptıklarını affettim seninle gelemeyeceğim beni koyup koyup gitme ne olursun
utanıyorum utancınızdan
asıl büyük sarhoş benim uzaktaki ben ki tek damla şarap içmedim ekmeğin beyaz zeytinin siyah olduğunu biliyorum asıl büyük sarhoş benim uzaktaki benim kusturucu sarhoşluğum yoksulluğum
yanımda olmadın mı seni seviyorum
yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin yarı geceden sonra telefon ettin mi hiç karanlık adamlar hüviyetini sordu mu ben senin olmadığını arıyorum belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
ben sana mecburum sen yoksun
yaşamak güç sarsılmadan janin medoviç hele yüksek gerilimli bir yaşamaksa bazı bir tel erir bakarsın bir lif kopar bir yerde çıldırmak var dur bakalım
yanılmış bir kapıyım simsiyah kendi üstüme kapanıyorum seni paris'te kaybettim yanlış bir yerde arıyorum bozduğum her saat içimi büsbütün daraltıyor hiçbir mutluluğum kalmadı ne bıraktıysan harcadım inge bruckhart resimlerine bakamıyorum
yine yanlış mı yaşıyoruz karanlığımızı avuçlarımıza öksürerek
ölüversek mi ne en büyük yanlışlığı benimseyerek (...) insan yaşadığından utanıyor uykularımızda yalnızlık korkuları dışımız en küstah yanlışlıklar içimiz en başka türlü ayıp
Behiç Ak
Bilge Karasu
Jean de la Fontaine
Vehbi Vakkasoğlu
Mehmet Ali Kılınç
Aşkım Kapışmak
Andrey Platonov
Halil Cibran
Sevim Burak
Federica Sgarbi