Öylesine Batılaşmışsın ki, diye geçirdim içimden, sana işkenceden, tecavüzden, intihardan söz etsem burun kıvırırsın, ama parasızlığı geçerli bir mutsuzluk nedeni sayıyorsun. Sf,40

''Ama,'' dedi birdenbire, ''bir kitabın kapağına bakarak içindekileri anlayamazsın.'' ... ''Bir insanı da sadece yüzüne bakarak anlayamadığın gibi.'' Aslı Erdoğan / Kabuk Adam

Şimdi mi anlamıştık ölümün fiyat kırdığını, nicedir seri üretime geçtiğini, sahnelenen kanlı oyun için hep figüranlar, insan bedenleri istediğini ?

Zaten aşk, cılkı çıkmış, popülist, kolay bir temadır.

Yazarken ayrı bir varlığa, bir göze dönüşürüm ve yalnızca bir bakış olduğum sürece daha farklı bir gerçeklik kazanırım.

Şu ya da bu olduğu, sana şundan ya da bundan söz açtığı için değil, seni sevdiği ve hep sana döndüğü, ona ne kadar kötü davranırsan davran, bir köpek gibi sürekli geri döndüğü için birini sevmek...

Her gün aynaya bakmalı ve çirkin ördeklerin arasına düşmüş bir kuğu olduğunu kendi kendine, gerekirse alayla, gerekirse yaşlı gözlerle tekrarlamalı. Çünkü yeryüzündeki her insan, çirkin ördekler arasına düşmüş bir kuğudur.

Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır.

Gökyüzü yaşayanların, toprak ölülerindir. Bir bakış kadar gökyüzü, bir beden büyüklüğünde toprak.

Burada bütün sokaklar, bütün hayatlar gibi mezarlığa çıkıyor. Buda öylesine doğal ki!