...bir insan, ancak dört bir taraftan topladığı bilgiyi bir araya getirip bildiği şeyleri, bir doğruyu diğeriyle karşılaştırarak bi araya getirdiği zaman ona tamamen hâkim olur ve onu kendi gücüne-melekesine dönüştürür.
Her kim ki söze sahip olmadan söz sahibi olmaya kalkışıyorsa, oraya meşru bir yoldan değil, başka bir şeye tahsis edilmiş olanı gasp ederek kalkışıyordur.
Her kim ki söze sahip olmadan söz sahibi olmaya kalkışıyorsa, oraya meşru bir yoldan değil, başka bir şeye tahsis edilmiş olanı gasp ederek kalkışıyordur.
Kim derdi ki kuru gerçekten ve onun hasbi meccani yoldaşı samimiyetten başka sermayesi kalmamış olan şu topraklarda bir gün gerçeğe hava kadar, su kadar hasret kalıp boğulacak duruma geleceğiz... Hakikate karşı körelen iştiyakımızın hakikatsizliğe aldırış etmeyeceği miydi beklenen? Fakat şunu unutuyorlar: işlerine gelecek kıvama gelmesi için insanları ne kadar sıkboğaz ederlerse etsinler, yer alacakları hadiselerin önüne ince hesaplarla suni bentler kurup diledikleri yöne doğru akması için ne kadar zorlarsa zorlasınlar bütün kaçışlarına rağmen firavunların koştukları ölümdür. Ve onlar bu ölümü can evlerinde beslerler.
İnsan başta hiç mutlu değildir; ama bütün hayatını kendisini mutlu edeceğini sandığı bir şeyin peşinde çabalayarak geçirir; nadiren amacına ulaşır, ulaştığında da yalnızca düşkırıklığıyla karşılaşır. Sonunda bir enkaz gibidir ve limana direkleri, donanımları yok olmuş bir şekilde gelir. Ondan sonra da mutluluk ya da mutsuzluk aynıdır. Çünkü hayatı içinde bulunduğu her dakika yok olan andan fazlası değildir... Ve şimdi de sona ermektedir...
Eksiksiz bir sağlıktan ve kusursuz bir bedenden kaynaklanan; sakin ve neşeli bir huy, Duru, canlı, nüfuz edici ve doğruyu kavrayan bir zekâ, Ilımlı, yumuşak bir arzu ve bunlara uygun olarak iyi bir vicdan; Bunlar, yerini hiçbir rütbenin ya da zenginliğin dolduramayacağı üstünlüklerdir.. Sağlıklı bir dilenci, hasta bir kraldan daha mutludur ...
Hayvanlara karşı acımasız olan, iyi bir insan olamaz.
bir insan ne kadar kendisine ve kendisinde olana sahipse başkalarında o kadar az şey bulabilecektir, ve onların gaz duydukları yüzlerce şey ona yavan ve yüzeysel gelecektir.
fakat düşünce dünyasında çekim yasasının denetiminden kurtulmuş, düşkünlük ve sefaletten azade nedensiz ruhlar gibiyizdir. dolayısıyla bu yeryüzünde soylu ve verimli bir kafanın mutlu ve iyimser bir anda kendisinde bulacağı (mutlulukla) kıyaslanabilecek bir mutluluk yoktur.
bir düşüncenin çıkagelişi sevdiğimiz birisinin teşrifi gibidir.
Hekimoğlu İsmail
Rahmi Vidinlioğlu
Murat Menteş
Olivia Cunning
Erol Çelik
Philippa Gregory
Sadık Yalsızuçanlar
Atasoy Müftüoğlu
Charles Baudelaire
Ayfer Tunç