Şimdi ölmek isterdim, hemen, yalnız olduğumu bir daha anlamadan önce.
Kızın ona bıraktığı elini dudaklarına götürdüğünü gördüm. Sonra çıkıp gitti. Ardından yine hiç ses çıkarmadan merdivenleri indim. Yeni girdiğimi sanması için kilisenin kapısını ses çıkaracak şekilde açıp kapattım:
'Söyle bakalım Gertrude, eve dönmeye hazır mısın? Org çalışmaların nasıl gidiyor?' diye sordum hemen.
En doğal haliyle cevap verdi:
'Çok iyi, bugün gerçekten çok iyi gelişmeler kaydettim.'
Büyük bir hüzünle doldu yüreğim, ama ne o ne de ben, az önce anlattıklarımla ilgili herhangi bir imada bulunduk.
Mutlu bir insandan yayılan aşk etrafa mutluluk saçar.
Dar kapıdan girmeye çabalayın. Çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı büyük ve yol geniştir. Bu kapıdan girenler çoktur. Yaşama götüren kapı ise dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar çok azdır.
İnsanların bazen zorla uydurmak hevesine kapıldıkları hayali birtakım itirazlar olmasa her şey nasıl kolay yoluna girerdi.
Çocukları şefkatli sanırız hep, aslında onlar, sadece yüzegülücü ve nazcıdırlar.
Bana kalsa, bize şimdiye kadar telkin ettikleri "si sua bona norint - iyiliği bilmiş olsalardı" düsturu yerine Virgile'in "Fortunatus Nimium"unu, "Si sua mala nescient - Kişioğlu kötülüğü bilmeseydi"yi takip ettirirdim: Ademoğlu ne kadar mesut olurdu, kötülüğü tanımamış olsaydı.
Gözleri olanlar, dedim, içinde bulundukları saadeti tanımazlar.
Ah, şu kafamızın içindeki hayali tehlikelere ve mevhum canavarlara kulak verecek yerde hakiki baş ağrılarıyla uğraşmakla yetinsek hayat ne güzel olur, sefaletimiz de ne kadar tahammül edilir hale gelirdi.
Ve ruhumun ta derinliklerinden şu duanın yükseldiğini hissediyordum: "Zekilerden esirgediğin şeyleri acizlere ayan ettiğin için sana bin şükürler olsun Rabbim."
Dante Alighieri
Rhonda Byrne
Sadık Yalsızuçanlar
Adalet Ağaoğlu
Henri Charriere
David Safier
Mustafa Necati Bursalı
Behiç Ak
Jonathan Swift
Sevim Burak