- Ancak acı ile tanışınca değer kazanır günümüzde güzel şeyler. Belki biraz garip ama acıyla tanışıklık, mimariyi takdir edebilme yetisinin önkoşuludur. Binaların güzelliğinden etkilenebilmek için her şeyden önce biraz acı çekmiş olmamız gerekir.
- Öyleyse bir binayı güzel bulduğumuzu söylerken onu yalnızca estetik bulduğumuzu değil, çatısıyla, kapı kollarıyla, pencereleriyle, merdivenleriyle, içindeki eşyalarla bu yapının bize sunduğu yaşam biçimini benimsediğimizi anlatmak isteriz. Bir şeyi güzel bulmak demek, iyi bir yaşamın nasıl olması gerektiğine ilişkin düşüncelerimizin bir nesne üzerinde somutlaştığını görmek demektir.
- Güzel bulduğumuz binalar bizde eksik olan nitelikleri taşır.
- Düzen ile karmaşıklığın birlikteliğinden doğan güzelliğe yakından bakınca bir başka mimari erdem daha dikkatimizi çeker. Denge. Eski ile yeni, doğal ile insan yapısı, lüks ile mütevazi, erkeksellik ile kadınsallık gibi karşıtlıkları ustalıkla bir araya getirebilen mimarların yapıtları genelde güzel yapıtlardır.
- Buzlu camdan paneller sayesinde öte dünyaya ait bir mekana benzemişti burası. Binanın içine girer girmez, gölgelerin dans ettiği, sisle örtülü bir dünyanın sınırları içinde buluyordunuz kendinizi. Yağmur yağdığında camın üzerine düşen damlaların sesini duyabiliyor ama, bu damlaların geldiği yeri, bulutları göremiyordunuz. İnsan zihnini tüm olay ve olgulardan uzaklaştırmaya, özü göstermeye çalışan bir mimari anlayışın ürünüydü bu bina.
- Wabi... Batı dillerinde hiç bir karşılığı olmayan bu sözcük iddialı olmayan, sade, tamamlanmamış gelip geçici şeylerdeki güzelliği anlatmak için kullanılıyor. Ormanda bir klübede yalnız başına oturup yağan yağmuru dinlemek bir wabi'ydi örneğin. Birbiriyle uyumsuz parçalardan oluşan bir çanak takımında, alelade bir su kovasında, kirli duvarlarda; güneşin, toprağın, suyun etkisiyle aşınmış, yosun ve liken kaplı bir taşta da wabi vardı.
- "Kendini ifade edebilen kişiler çocukken, onları koruyup kollama vazifesini her açıdan pek hoş, hatta kusursuz olmalarını talep etmeksizin sevmiş kişiler tarafından yetiştirilme şansı yakalamış olmalı. Böyle ebeveynler yavrularının kimi zaman -en azından bir süreliğine - yabansı, şiddete meyilli, öfkeli, fitne fücur, garip veya buruk olabilecekleri, yine de aile sevgisi çevresinde bir yeri hak ettikleri fikrini kabullenmeyi becermiştir. Dolayısıyla öylesine paha biçilmez bir cesaret membaı yaratırlar ki bunun faydasını gören çocuklar yetişkin hayatlarında nihayetinde İtirafta bulunabilen ve lafı dolandırmadan diyaloğa girebilen kişiler olurlar."
- "Sağlam ve kalıcı bir ilişkinin nasıl olduğuna dair gerçekçi bir yaklaşım -toplumsal veya sanatsal- sessizlik yüzünden zayıflar. Biz de diğer çiftlerden daha beter bir halde olduğumuzu zannederiz. Mutsuz olduğumuz yetmezmiş gibi, bu mutsuzluğun bir tek bizim başımızda olduğu yanilgisina kapiliriz. Sonunda, didişip durmalarımızın evliliklerimizin esasen tam da planlandığı gibi gittiğinin kanıtı değil de beklenmedik ve cok temel bir hata yaptığımızın göstergeleri olduğuna inanmaya başlarız. "
- Havaalanındaki giden yolcuların yüzde yetmişi keyif için seyahate çıkar...37
- Özgün düşünceler,çekingen hayvanlar gibidir. Sığınaklarından kaçmadan önce, zaman zaman başka yollar - kalabalık bir cadde ya da terminal aramamız gerekebilir.... s.42