- Her aşık oluş umudun kendini bilmişliğe karşı zaferidir. Kendimizde gördüklerimizi onda görmemeyi umarak aşık oluruz - yani korkaklıklarımızı, zayıflıklarımızı, tembelliğimizi, sahtekarlıklarımızı, verdiğimiz ödünleri ve aşırı aptallıklarımızı. Sanırız ki seçtiğimiz kişinin çevresine aşk kordonunu sarınca içindeki tüm hatalardan arınacak ve tabii sevilesi olacak. Kendimizde göremediğimiz mükemmelliği buluruz ötekinde ve aşk yoluyla onunla birleşerek, (öyle olmayacağını bile bile) insanoğluna olan şüpheli inancımızı korumaya çalışırız.
- ?İki insan ayrılırken, şefkatli konuşan taraf aşık olmayan taraftır.?
- ?Belli ölçüde karşı koyan, hemen sahip olamadığımız, hatta bir gün sahip olup olamayacağımızdan bile emin olmadığımız kadınlar en ilginç kadınlardır.?
- ?Aslında, Proust'un görüşüne göre, bir sorunla karşılaşıncaya, bir olay umduğumuzdan farklı gelişinceye, acı çekmeye başlayıncaya kadar, hiçbir şeyi doğru düzgün öğrenmiş sayılmayız.?
- ''Mutluluk beden için iyidir" diyor Proust, ?ama zihnin gücünü artıran şey kederdir.''
- Nasıl olur da hem bir kulübe üye olmayı isteyip, sonra da kabul edilince artık istemiyorum? Nasıl olur da Chloe'nin beni sevmesini isteyip, sevdiği zaman sinirleniyorum? (Syf:60)
- Marksistler gerçek benliklerini öylesine küçümserler ki her türlü yakınlaşmanın onları birer şarlatana dönüştüreceğini sanırlar. Sonradan yitirilecek bir aşk armağanını kabul etmenin ne anlamı var? Beni seviyorsan, yeterince tanımıyorsun diye düşünür Marksist, yeterince tanımadığına göre de tanıyana kadar sevgine alışmak delilik olur. (Syf:61)
- Bir başkasını anlayabilmek, binlerce sözcük ve davranışı yorumlayarak bunlara uyacak bir kişilik belirlemek saatler sürüyordu. Ve yazık ki bunun için gerekli sabır ve zekâ, sevdayla çelinmiş kaygılı aklımın kapasitesini aşıyordu.
- "Mizahın gerçek amacı ahlaksızlıkları düzeltmektir" Jhon Dryden
- "Haksızlığın ya da hayal kırıklığının olduğu yerde espri kılığına bürünmüş eleştiri nefes alır."48