- "Terk edilmek ve özlemek başka başka acılar yaşatıyordu, kaybetmenin acısıyla kavuşamamanın acısı birbirine benzemiyordu"
- "Terk edilmek ve özlemek başka başka acılar yaşatıyordu, kaybetmenin acısıyla kavuşamamanın acısı birbirine benzemiyordu"
- Nilüferler...Yalnızca bu çiçekler, hep bir yerlere gidecekmiş gibi azade ve özgür oluyorlar ama küçük bir havuzun içinde bir yere gitmeden yaşıyorlardı. Hayatta böyle bir şeydi benim için; hep bir yerlere gidecekmiş gibi duran, yalnız ve bir yere gitmeyen bir çiçek. Bütün bir hayatın özeti buydu. Bende bir yere bağlanmadım ve bir yere gitmedim, öyle solgun bir nilüfer gibi bir havuzun içinde yalnız başıma durdum, köklerimi salamadım, ne olduğum yere sağlamca yerleştim, ne başka diyarlara kaçabildim, içinde durduğum havuzla birlikte kirlenip eskidim. Bana bakanlar, beni seyredenler, beni sevenler oldu ama kimse yakasına takmadı beni, kimse odasına koymadı, kimse beni sulayıp büyütmek için uğraşmadı, onlara ihtiyacım olmadığını, havuzumda tek başına yüzebileceğimi düşündüler, ben de yüzdüm, kederi, yalnızlığı, kirlenmeyi öğrendim ve hayata benzedim."
- Onun aslında acısını unuttuğunu ama acıya alıştığı için o acıdan kopamadığını düşünüyorum. Ölmüş bir acıyı taşıyor bence sırtında..
- Çektikleri büyük acılardan kurtulamayan insanlar, bazen çareyi bir başkasını kurtarmakla, bir başkasının acısını dindirmekte bulurlar..
- Ölüm, hayatın acılarını anlamsızlaştırmaya, insanların hayatı bambaşka bir ışık altında görmelerini sağlamaya muktedir de olsa, insan, yapısı gereği, ölüm fikrini bütün gerçekliğiyle çok fazla içinde barındıramaz. Ölüm, insan ruhunun duvarlarını, oralardaki eski acıları kapatarak bir başka renge boyar ama bir süre sonra, eski boyaları kazınmadan badana yapılmış bir duvar gibi insanın ruhundaki asıl renkler yavaş yavaş ortaya çıkar.
- Gerçeğin kendisi ne kadar tedirgin edici olursa olsun, o gerçeği belirsizliğin kuşkusuna yeğlerdi.
- Bazen düşünürüm de kader bana tuhaf huylu bir arabacı gibi gözükür;sanki sizi hangi şehre götüreceğini seyahatin başından belirlemiştir de,şehre vardıktan sonra bazı dönemeçlerde dönüp adresi size sorar
- ...tanrımız olmuyor sevdiğimiz;imanımızı çabuk kaybetmeye,bütün inançsızlar gibi sevgimizin sürmesi için bir kanıt görmek istemeye çok yatkınız
- Bir insanı,bir tanrıyı sever gibi sevebilecek kadar güçlü olduğunuz için cezalandırılmışsınızdır