- Pencerelerin inanılmaz derecede ışıklı, odaların ise serin ve gölgeli olduğu bu zamanlarda hiçbir yerde durmak istemiyorum, huzursuz bir gitme arzusu sarıyor beni ama nereye gideceğimide bilmiyorum,gitmek istediğim yerin de bir adı yok ve gitmek istediğim yer bjrden zihnimde aydınlanıverecek, aniden her şey kararacak ve sanki o yer bir tiyatro sahnesi gibi karanlığın içinde kendi ışıklarıyla tek başına duracak diye ürperiyorum... O yeri bir kere görürsem oraya gitmemem mümkün olmayacak çünkü.
- Yüzü, sesi, bedeni, kokusu olmayan birini özleyebilir mi insan? Sayfa 24
- Aşık bir kadını korkutabilecek hiçbir şey yoktur. Ne tanrıdan, ne şeytandan korkar. Onu korkutan tek şey, erkeğinin korkusudur. Sayfa 33
- "Seni en çok ben seviyorum, " demeyi bilmez bir erkek, ne bunu diyebilecek bir güveni, ne sevgiler arasında "en çok"olmasını sağlayacak bir rekabete tahammülü, ne bütün ruhunu karşısındakine açacak bir cesareti, ne de sevginin gücüne böylesine bir inancı vardır. Sayfa 36
- Yaralandıklarında ise bir erkeği paramparça edebilecek bir öfkeyle kasılıyordu.
- Sevildiklerinde, kendilerini güvende hissettiklerinde, yavrusunu okşayan bir kaplanın pençesi gibi yumuşacık olabiliyordu.
- Kadınların ruhu kaplan pençeleri gibiydi.
- Musset de bir kadını yaralamanın nasıl tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini kıskançlık krizleriyle kıvranarak öğrenmişti.
- Bütün alışkanlıkları depreme uğrayan Aragon ise: '' MUTLU AŞK YOKTUR'' diye yakınırken Elsa' dan kopamamıştı.
- İhaneti başlatıyor sonunda ihanet edilen sen oluyordun.