Düşünceler, duygularımızın gölgesidir.
Bir kitap bizi alıp diğer kitapların üzerine çıkarmıyorsa o kitabın neresi iyidir.
Bağımsızlığımıza damgasını vuran şey nedir? İnsanın artık kendinden utanmıyor olmasıdır.
Kemikleri, eti, bağırsakları ve kan damarlarını kaplayan deri nasıl insan görünümünü katlanabilir hale getiriyorsa, ruhun ajitasyonu ve ihtirası da kibirle kapatılmıştır; kibir ruhu kaplayan deridir.
Beni öldürmeyen şey beni günlendirir. Kötü ve güçlü eğilimlerle yüz yüze gelme cesaretini göstermek gerekir.
Araştırma ve bilim inançsızlıkla başlar. Asıl soru "Gerçeğin ne kadarına dayanabilirim?" sorusudur.
Karanlık saatleri yaşayacağı cesareti olduğu için gurur duyuyor.
Hiçbir şeyin gizlenmeden konuşulacağı bir ortam düşünüyorsunuz sanırım, bu tam bir cehennem olur. Birinin kendisini başka birine açması ihanetin kapılarını açar ve ihanet insanı çok rahatsız eder, değil mi?
Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki hiçbir şey engellenemiyormuş gibi görünür, bizi ayıran küçük bir köprü vardır, o kadar. Ama sen tam bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam: "Bu köprüyü geçip bana gelir misin?" İşte o anda artık bunu istemeyiverirsin, sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın. O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer; bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız. Ama o küçücük köprüyü düşündüğünde, sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde; yutkunur ve şaşar kalırsın.
Ümit mi? Ümit en son kötülüktür. Ümit kötülüklerin en kötüsüdür. Çünkü işkenceyi uzatır.
Nedim Gürsel
Ali Fuat Başgil
Ahmed Arif
Pınar Çekirge
Kürşat Başar
Ryunosuke Akutagava
Lawrence Durrell
Philippa Gregory
Özdemir Asaf
Hasan Ali Toptaş