- İnsanlar yaşamlarındaki boşlukları bunlarla dolduruyorlar. Bazılarının özel hikâyeleriyle. Gün geliyor kendi yaşamlarının hiç yaşanmadan bittiğini fark ediyorlar. Kendi yaşamlarının değerini bilmiyorlar.
- Ne yazık ki insanların çoğu yaşamlarının değerini ancak sona yaklaşırken anlarlar. Ivır zıvır yüzünden yakınıp dururlar. Her zaman mutsuzdurlar. Refah peşinde koşar, doymak bilmezler. Ceplerini şişirdikten sonra da başkaları yaşamdan daha çok şey koparmayı başardı diye sızlanırlar. Gerçek değerleri göremezler. Yaşanan her gün bir armağandır ancak bunu fark edebilenler sayılıdır. Fark edemedikleri için mutluluklarını ayaklarının altına alıp çiğnerler.
- Bir şey olduğunu sanan bir şey olmayı bırakır.
- Hayat bir çember. Nerede başlarsa orada sona eriyor.
- Akıl durmadan bir şeyi yapmamak için sebepler bulur çünkü çoğu zaman korkarız.Ama sezgilerimiz aldanmaz.
- Öncesinde ne kadar mutlu olduysan, kaybettiğinde o ölçüde canın yanar.
- Dünya bazen içinden çıkamadığın kapkara bir kafese dönüşür. O zaman tek çare, yeniden özgür olabilmek için savaşmak ve elinden ne geliyorsa yapmaktır.
- İnsan ruhu sandığımızdan çok daha karmaşıktır. Hayatımızın her saniyesinde milyarlarca hücre birbirleriyle iletişime geçer. Ruh, pek çok özelliğini henüz bilmediğimiz bir evren gibidir. Bu nedenle çoğunlukla kendimiz için bile bir bilmeceyiz. Düşünür ve eyleme geçeriz ancak seçtiğimiz davranışlarımızı kendimize bile izah edemediğimiz zamanlar olur.