- TERRY EAGLETON, PhD, Prof, İngiliz Edebiyatı, Oxford Uni, UK-1987, TR-2003, Agora Yayın, Çeviri: Osman Akınhay, 184 sf.
http://www.kitabinomurgasi.com/2013/01/terry-eagleton-azizler-ve-alimler-roman.html
-DEVRİM için "BİR ÇIRPIDA" düşüncesi, Tanrı düşüncesi gibi metafiziktir. Aynı şekilde, "BÜTÜNSEL KOPUŞ" fikri de "SAF SÜREKLİLİK" GİBİ yanılsamadır.
-Ne olabileceğimizi öğrenebilmek için ÖZGÜR, bir şeyden kurtulabilmek için ise ona HÜKMEDEBİLMEK gerekir.
-Herşeyin gözle GÖRÜNÜR olması dayanılmazdır.
-SOYUT BİLGİ masum değildir, hayatı terörize edebilir; SÖZLER tüfek kadar sahicidir.
-ÖLÜMün kaçınılmazlığını bildiğimiz halde başkaldırabilmek, olabilecek en son ve en saf özgürlüktür.
-Dehşeti ne denli ayrıntılı çizgilerle resmedersen, umudu da o denli söndürürsün.
-DUYGULANIMLAR, sanıldığı gibi özel mülkiyete benzer şekilde BİREYSEL DEĞİLDİR. - TERRY EAGLETON, İngiliz Edebiyatı, PhD, Prof, Oxford Uni, Lancaster Uni. UK-2007, TR-2012, Ayrıntı Yayın, Çeviri: Kutlu Tunca, 144 sf.
http://www.kitabinomurgasi.com/2013/01/terry-eagleton-hayatin-anlami.html
-Varlığını farkedip sorgulayan, varlığının sonlanacağını bilen ve daima bunun gölgesinde yaşayan tek canlı insandır (M.Heidegger).
-Ey NİHİLİSTLER! Eğer dünya anlamsızsa, UMUTSUZLUK da mümkün olamaz (çünkü onun da bir anlamı vardır).
-ANLAMLARI, doğaya ve başkalarının anlamlarına göre biz geliştirebiliriz.
-DİL, insanı hem özne hem nesne kılabilen başlıca aracıdır.
-BELKİ, en sevdiğim sözdür (S.Beckett).
-Doğamız gereği ölmemek için işbirliği zorunluluğuyla TOPLUMSAL, kendini gerçekleştirme ve mutlu olma arayışlarımız gereğince de BİREYSEL varlıklarız.
-SEVGİ, KENDİMİZİ GERÇEKLEŞTİRME ve MUTLU OLMA arayışımızın, TOPLUMSAL VARLIKLAR OLDUĞUMUZ gerçekliği ile UZLAŞMASIDIR.
-BAŞKALARI aracılığı ile kendimizi tanırız ve kendimize ulaşabiliriz; bundan dolayı, her kişinin özgürleşmesi, bizim ve herkesin özgürleşmesi demektir.
-Nietzsche'nin GÜÇ İSTENCİ, başkalarına tahakkümü değil, KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME ve ÇOĞALTMAYI içerir.
-İyi/mutlu yaşam, belli bir pratik koşulu ve maddi şartları gerektirir (Aristo). Bu gerçeğe rağmen, Akıl çıkarcı hesaba, Siyaset manipülatif idareye, Ahlak yatak odasına ve Kültür boş vakit doldurmaya indirgenmiş durumdadır. Sürekli lanetlenmekle beraber, ya SİYASAL ÖZNE (ego) olabilmesi için insanın organizasyon anlamında İDEOLOJİYE ihtiyacı varsa?
-Hem kendini gerçekleştirme (doğaçlama/solo yapabilme şansı), hem gruba uyum gösterme, hem de grupla birlikte her seferinde daha iyi bir bütüne ulaşabilme vasıflarıyla CAZ GRUBU, en iyi toplumsallaşma örneği (belki de ideolojisi) olabilir. - "Bir parkta üzerinde "Yalnızca Beyazlar içindir" yazılı bir bankta otururken, kendi kendime ırkçılığa karşı olduğumu anımsatmanın faydası yoktur(...) İdeoloji deyim yerindeyse, kafamda değil oturduğum banktadır."
- Din, tek başına, insanlık tarihinin bugüne kadar gördüğü en güçlü ideolojik silahtır.
- Geleneksel teolojiye göre cehennemde olmak, Tanrı?nın sevgisini bile isteye reddederek onun ellerinden düşmektir, elbette böyle bir şey mümkünse. Bu açıdan bakıldığında, cehennem insan özgürlüğüne yapılabilecek en cafcaflı iltifattır. Bir insan yaratıcısının tatlı dilini, nazik davranışını reddedebiliyorsa, bu insan gerçekten de güçlü olmalıdır. Ama bütün canlılığın kaynağı olan Tanrı?nın dışında hayat olamayacağına göre cehennem yok oluştur, sonsuzluk değil.
- Lanetliler, tıpkı Faust gibi, sınırları kabul etmek için fazla mağrurdurlar. Sonlu olanın karşısında diz çökmeyeceklerdir, hele ki kendi faniliklerinin karşısında. Bu yüzden gurur tipik bir şeytani erdemsizliktir.
- Kendi keyfi için doymak bilmez azmiyle, sonsuzun cazibesince hep kendi sınırlarının ötesine çekilen insan. Bu yaratık sonsuza olan kibirli aşkıyla bütün fani olanlara sırtını döner.
- Defolu sevgimiz benliğimizin tam merkezinde yer almaktadır ama bunun için kimseyi suçlayamayız. Aşk hem gelişmek için ihtiyacımız olan hem de asla başaramayacağımız bir şeydir. Tek umudumuz zamanla daha başarılı başarısızlar olmamızdır ama bu da neticede yeterince iyi olmayabilir elbette.
- Slavoj Zizek, ölümsüzlük iyilikle bağlantılandırılsa da işin aslının hiç de öyle olmadığını belirtiyor. Asıl ölümsüz olan kötülüktür: ?Kötü hep geri dönmekle tehdit eder bizi,? der Zizek, ?fiziksel yok oluşunu mucizevi bir şekilde aşıp bizi bir türlü rahat bırakmayan hayaletimsi bir varlıktır kötü."
- Pinkie öldüğünde, ?sanki geçmişte ya da şu anda varlığı olmayan bir el tarafından aniden çekilip yokluğa, hiçliğe götürülmüş gibidir?. Bir tepeden denize düşerek ölür ama hiç kimse su sesi duymamıştır. Bir ses çıkaracak kadar bile varlığı yoktur ve ölümü hiç kimseyi etkilemez.