- "Gelecekteki bir gün, o bir sonraki günde geçmişte kalıyor... O bir sonraki gün de mutlaka geleceğine göre, çünkü zaman ileri akıyor; demek ki 'gelecek' diye gördüğümüz gün, gelecekte ertelenmiş bir 'geçmiş'ten başka birşey değil... Ama henüz zamanın eli değmediği bir geçmiş..."
(sy82) - "Benim adım Bay Cömertlik," dedi Bay Cömertlik. "Bazıları cömertliğin sahip olduğun şeylerden vermek olduğunu sanırlar. Oysa gerçek cömertlik, bir şeye sahip olduğunu düşünmemektir. Paylaşım işte ancak o zaman yaşanır. O halde, diyebiliriz ki, cimriler verir, cömertler paylaşır."
- "Benim adım Bay Kusursuz," dedi Bay kusursuz. Sürekli hata yaparım ve tonla kusurum vardır. Bu adı almamın sebebi, dostlarıma karşılıksız sevgi duymamdır. Çünkü kusurluyu kusursuz yapan tek şey kalbinde taşıdığı sevgidir."
- "Şu havada uçuşan tozu görüyor musun Diana?" "Göremiyorum, hani nerede?" Bay Nokta Diana'nın parmağında tozun olduğu yöne doğru zıpladı ve böylece Diana havada süzülen minnacık bir toz parçası gördü. "Evet işte o" dedi Bay Nokta. "Bilirsin, Dünya'da havada uçuşan böyle tozlar vardır. İşte o tozlardan birinin Dünya'daki yeri, Dünya'nın evrendeki yerindrn çok çok daha büyük. Bazen dünyads kibirlenen, büyüklenen insanlara evrenin gözünden bakıyorum da, aklıma ister istemez, işte gördüğün şu toz parçası üstünde büyüklenip kibirle yürüyen canlılar olsa ne komik olurlardı, diye geçiyor."
- "Benim adım Bay Cömertlik," dedi Bay Cömertlik. "Bazıları cömertliğin sahip olduğun şeylerden vermek olduğunu sanırlar. Oysa gerçek cömertlik, bir şeye sahip olduğunu düşünmemektir. Paylaşım işte ancak o zaman yaşanır. O halde, diyebiliriz ki, cimriler verir, cömertler paylaşır."
- "Arayışında cesaretli ol." dedi Bayan Cesaret korkudan elleri titreyerek. "Ama cesaretin korkmamak olmadığını bil. Örneğin ben her şeyden korkarım. Cesaret korkmamak değil, bazı şeylerin senin için, güvende olmaktan daha önemli olmasıdır.
- İçin değiştiğinde, dış dünya da değişir.
- Bir dağ hayal et zirvesindeki manzara çok güzel. Orada olmayı çok istiyorsun, ama zirveyi kendinden çok uzakta gördüğün için ümitsizliğe kapılıyorsun Oraya nasıl olsa varamam deyip vazgeçiyorsun Oysa, zirveye varanların adımları seninkilerden daha büyük değildi. Ama onlar, o küçük adımları birbiri ardınca atmayı sürdürmüş kimselerdi. İmkânsızı gerçekleştiren mucizeler değil, sürekliliktir. Suya sarp kayaları deldiren de budur. Yirmi birinci yüzyıl insanına gülleri duyuran da
- olağanüstü, olağanüstü olanlar için olağandır.
- imkansızı gerçekleştiren mucizeler değil sürekliliktir.