- DUYASIN DİYE BENİ Duyasın diye beni, incelir sözlerim bazen kumsaldaki martı izleri gibi. Gerdanlık olur, sarhoş çıngırağım, senin üzümler kadar pürüzsüz ellerin için. Seyrederim sözlerini uzaktan. Senindir onlar, benim olmaktan çok. Tırmanırlar eski acıma sarmaşıklar gibi. Tırmanırlar nemli duvarlara. Sensin bu acımasız oyunun suçlusu. Kaçan kaçana karanlık mağaramdan. Her şeyi dolduruyorsa, her şeyi. Senden önce yerleştiler, sana söylemek istediklerimi, Duyasın diye, duymanı istediğim gibi beni.. Sev beni dostum.Bırakma beni. Peşimde ol. Peşimde ol dostum bu keder dalgasında.
- Hep Bekleyen Asla Birini Beklememiş Hep bekleyen asla birini beklememiş olandan çok daha fazla mı acı çeker? Nerede sonlanır acaba gökkuşağı, senin ruhunda mı yoksa ufukta mı? İntihar edenlerin gökleri mi olur yoksa görünmeyen bir yıldız? Göktaşından düşmüş demirden üzüm bahçeleri nerede hani?
- "Bir kadın söyleyeceği çok şey olduğu halde susuyorsa, erkek artık tüm şansını kaybetmiştir..."
- Ağır ağır ölürler; okumayanlar, müzik dinlemeyenler, vicdanlarında hoşgörü barındırmayanlar.
- "Şu iflas etmiş dünyada, en geçerli para birimi; kendin gibi bir insanla paylaştığın duygulardır..."
- Karşıla beni ipliksi akşamda, uğraşırken o alacakaranlikta giysi dolabiyla, atarken yüreği gökte rüzgarla dolu bir yıldızın. Getir yokluğunu ta derinlerime, ağırlığınca, örterek gözlerimi, kesip geçsin beni varlığın, paramparça olmuş sansin yüreğim.
- Ölüm, yalnızca Cesetler vardır, ayakları vardır yapış yapış, soğuk gömütun, ölüm vardır kemiklerde, saf bir ses gibi, kopeksiz bir havlayis gibi, gelen kimi çanlardan, kimi gömütlerde n gözyaşı damlaları gibi büyüyen rutubette, yağmur damlaları gibi. Gün olur, yelken açmış tabutlar görürum yalnız basima demir alan tabutlar solgun cesetlerle, saç örgüleri ölü kadınlarla, melekler kadar beyaz fırıncılarla, noterlere gelin gitmiş, dalgın kızlarla, tabutlar, dikey irmagina tırmanan ölülerin, curuk-moru irmagina, yukarı doğru, ölümün sesiyle şişmiş yelkenlerle, ölümün sessiz sesiyle şişmiş. ... Portatif yataklardadir ölüm: yayılmış yaşar yavaş yataklarda, kara battaniyelerde, ve üfler birden: karanlık bir ses üfler carsaflari şişiren, yataklar vardır yelken açmış bir limana amiral uniformasiyla beklediği ölümün.
- Kulden bir renk iner her gün gökyüzünden güvercinlerin yeryüzüne yaymasi gerekwn; unutusun ve aglayisin dokudugu sicim, uzun yıllar çanlarin içinde uyuyan zaman, her şey, eski, eprimis şeyler, karın geldiğini söyleyen kadınlar, ölmeden kimsenin bakamadigi siyah gelincikler, düşer her şey içine kaldırdığım ellerin ortasında yağmurun.
- Yaşam bu, Kos yapraklar arasında, geldi Siyah bir sonbahar Kos, yapraklardan bir eteklikle, sarı metalden bir kemerle Ve gir ortasına güneşin öfkesine hancerlerden bir günün Atmak için kendini bir yas güvercini gibi , kar gibi Üstünde bir gövdenin Yalnızca bir saat bu, bir damar kadar uzun ve geçersiz Asit ile sabrı arasında buruşuk zamanın Ayırıp gecelerini korkunun, sevecenligin Yok olup sonsuzca
- Çekemeyenler ve eleştirenler her zaman olmuştur.Bu kişiler daima kaşınırlar; görünmeyesiniz diye ışığı söndürmekten başka şeyi düşünmezler.