- Düğün sadece bir ilandır, iki adayın helal yolla bir araya geldiklerinin tescil edilmesine "düğün" denir. Sünnet'e uygun bir düğünde : İsraf yoktur. ( Bir günlüğüne giyilecek elbise, takı ve benzeri taklitler ) Abartı yoktur. Gösteriş yoktur. İhtilat ( erkek-kadın karışıklığı ) yoktur. Müzik yoktur. Neşesizlik, cihat marşları, şehadet davetiyeleri yoktur. Namaz kaçırmak yoktur. Gelini erkeklerin ortasına çıkarmak , fotoğraf çektirmek yoktur. Bunun aksine : Tebrik ve dua vardır. Neşe vardır. Dilenciliğe ve ihaleye dönüşmeyen bir destek olma , yardım etme vardır.
- Doğal ailenin doğal misafiri ! Lokantacı yarışı için değil mü'min bir kardeşle sıcak bir çorba içmek için kurulmuş sofra ve sofrada yenenler şifadır.Sofranın döküntülerinde bile şifa vardır.Dostluğun ve muhabbetin kaynaği bir sofradır o sofra.
- Fitne zamanlarında ayakta durabilmek, ayak kaymalarına karşı sabit kalabilmek zaferdir. Herkesin kaçtığı zamanda kaçmamak, kimsenin infak edemediği zamanda infak edebilmek zaferdir.
- ''Benim ümmetimi, zalime 'zalim' demeye çekinir gördüğünde onların işi bitmiştir!'' (Hakim, 7118; Ahmed, 6784)
- Erkek de kadın da Allah'ın onlara ihsan ettiği çocuklarını, doğurdukları ve büyütmekte oldukları kendi çocukları olarak görmezler. Onlar için her çocuk, Allah'ın önlerine koyduğu bir imtihandır. Onlar da çocuk sayesinde cenneti kazanacaklardır. (Sayfa 29)
- Camilerde sevap topluyorum da hacca gittiğimde sevap topluyorum da çarşıda ne topluyorum? Sokakta ne topluyorum? Ben camide kazandığım sevabı da, sokakta kazandığım sevabı da, evde kazandığım sevabı da Allah'tan bulacağım. Çünkü camide Müslüman, sokakta başka bir kimlik sahibi değilim. Ticaret yaparken de mü'minim, haccederken de mü'minim.
- Selâme Hatun (radıyallahü anhâ), Resûl-ü Ekrem Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) biricik oğlu İbrahim'in süt annesidir. Hanımlar, Efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) çekinip de soramadıkları bir çok sualleri gelip Selâme'ye söyler, o da Peygamber Efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) sorardı. Bir gün Resûlullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) huzuruna gelen Selâme: "Ya Resûlallah, sen hep erkeklere müjdeler veriyor, hayırları erkeklerin yaptıklarını beyan buyuruyorsun. Kadınlara ise böyle müjdeler vermiyorsun?" der. Peygamber Efendimiz tebessüm ederek: "Ey Selâme, bunu sana yanlarında bulunduğun kadınlar mı söylediler?" Selâme: "Evet, onlar söylediler, ben de gelip arzettim" der. Peygamber Efendimiz buyurur ki: "Ey Selâme, kadınlar erkeklerini razı ettiklerinde müjdeler alırlar. Çocuklarına hamile olduklarında müjdeler alırlar. Büyütme sırasında bakarken müjdeler alırlar. Yani kadınlar, kadınlığa mahsus hizmetleri yaparken, erkeklerin cihada gitmelerinde, nöbet tutmalarında aldıkları büyük sevap müjdesini alırlar. Yetmez mi bunlar kadınlara, razı olmazlar mı bu sevaplara?
- Kimin yanında Rabb'i varsa o kazanır, o kurtulur. Rabb'inin yanında olmak, Rabb'inin de onun yanında olması için ne gerekiyorsa onu yaparak hayatı ehilleştirir; yalnızlıktan vahşetten kurtulur. Dertleri dert edinmez. Engin ufuklarda kanatlanan bir kuş gibi olur. İnsanlar ve diğerleri, eğer Allah onunla beraberse bir anlam taşır onun gözünde. Yalnızsa ve Allah ile olmanın hazzına sahip değilse kel kele, kör köre, yalnız yalnıza, ürkek ürkeğe destek olmuş gibi, ölüden korkmuş gibi olur.
- Takva Evler Eşlerin Takva üzerine kurdukları bir yuva, Allah'ın rahmetinin indiği bir yuvadır. O yuvanın kendisi rahmet vesilesidir. Ezan o evlerde yankı bulur. O evlerde hüküm Allah'ındır. O Takva evler, Allah'ın zikredildiği evlerdir. Kur'an o evlerde okunur, O'nunla amel edilir. O evlerde kanaat vardır. Merhamet o takva evlerinin taşı tuğlasıdır.
- Dava adamını uykusundan tanımak mümkündür. say.37