- Derin bir suda yüzerken bir anda altında kaç kulaç su bulunduğunu düşünüp bütün kuvvet ve cesaretini kaybeden bir yüzücü gibi...
- Biraz daha tekamül, biraz daha tekamül...Tekamülün hududu var mıdır? Boyuna tekamül..
- Gözlerin öyle ayan görüyor ki, parmağını uzattığın zaman bir cisme değeceğinden eminsin. Dur şimdi, sakın bu emniyet hissini kaybetme; bu hissin üzerinde dur! Tekamül, biraz daha tekamül...Tekamülün hududu yoktur. İşte elin bir maddeye değdi.
- Bütün bu anlayış vasıtaları birbirini kontrol etmek hakkına malik değil...Hepsi kendi cinslerinden bir vasıtayla ayrı ayrı kontrole muhtaç...Beş duygumuzun müşterek ve tek bir duygu halinde, bir varlığın künhüne yalnızca varabilen bir altıncısı nerede?
- Gözümüzüzn görmeyeceği ve kulağımızın duymayacağı şekilsiz vücutlar ve vücutsuz şekiller var. Bilhassa ölüler ve mazi var.
- Sağır bir odaya kapandığımız zaman dışarıda uğuldayan şehirden ne kadar eminsek, ölülerimize de o kadar inanalım. İçinden bir kere geçip, bir daha görmediğimiz bir sokakla, bir ölünün farkı ne? O sokağı görmediğimiz ve bir daha hiç görmeyeceğimiz halde yerinde sanıyoruz da, ölülerimizi, belki göreceğimiz halde yok biliyoruz. Bir inanış farkı. Ölüler yaşıyor, anlar yaşıyor, bütün hisler, fikirler, heyecanlar fezada, aklın gidemeyecek kadar uzak ve başka bir iklimde ve muallakta, dumandan buz haline geçmiş billur ve sivri kayalıklar şeklinde yaşıyor, her şey yaşıyor...
- "Tek dava O'nu bulmakta, bulunacak olanı bulmaktaydı. Binbir istikamette seke seke, sağa sola büküle büküle, renkten renge bulana bulana, hiçbirşeyden habersiz ve insandaki meccani emniyet ve bedahet saadeti karşısında şaşkın, hep o BİR etrafında helezonlar çizen bir hayat..." benim hayatım budur!
- Hikayem burada bitse de olur. Zaten bitti. Fakat hikaye olsun, hayat olsun, biten her şeyin devam eden bir sonu olduğunu zannetmek fena değildir.
- Rüzgar meselesi...Her şeyi birden söküp götüren bir rüzgar.Arayı açan o...
- Kendime öyle zulümler ettim ki, nihayet ikiye bölünür gibi oldum. Bir parçam öbür parçamın dizlerine kapanıyor ve ebedler boyu ağlamak istiyor. Kuş hemen tepemde: -Hep ağla, hep ağla!