- Saçlarını taze otlarla yaptığı bir örgüyle sarmıştı.
- Saçlarını taze otlarla yaptığı bir örgüyle sarmıştı.
- Çevresinde civcivleri dolaşan bir anaç tavuk gibisiniz Darya Aleksandrovna.
- Nasıl olursa olsun, yapmacık bazen en zeki, görüşü en güçlü bir insanı bile aldatabilir. Ama yapmacık ne denli ustalıkla gizlenmiş olursa olsun, en akılsız bir çocuk bile hemen görür onu, bunu yapandan soğur.
- Çocukları bozmamak, onların güzel olmalarına yeter.
- Sonra bomboş tarlalar kaldı her yanda, ilerde köy ve ıssız şosede yalnız başına yürüyen, her şeye yabancı, her şeyden uzak Levin...
- Hem oraya gitmekle ona sizin aleyhinizde dedikodu yapma fırsatı vereceksiniz. Oysa burada bunun tam tersi duygular uyandırmaktasınız.
- ? Biliyor musunuz, bir fıkrayı anımsattı bana bu sözleriniz: Hastaya bir arkadaşı, "Bir de müshil alsanız," der. "Aldım, daha kötü oldum.", "Sülük deneyin bir de.", "Denedim, daha kötü oldum.", "Öyleyse Tanrı'ya yalvarın yalnızca.", "Yalvardım, daha kötü oldum." Sizle ben de böyleyiz işte. Ekonomi Politik diyorum; daha kötü diyorsunuz. Sosyalizm, diyorum; daha kötü diyorsunuz. Eğitim... Daha kötü.
- ? Buna hiçbir zaman aklım ermemiştir işte. Maddi durumunu iyileştirmekte okulların halka ne yardımı dokunabilir? Okulların, eğitimin onda yeni gereksinimler uyandıracağını söylüyorsunuz. Böylesi daha kötü. Bu gereksinimleri giderecek durumu olmayacaktır çünkü. Toplama çıkarmayı, dini öğrenmenin halka maddi durumunu iyileştirme olanağını nasıl vereceğine hiçbir zaman aklım ermemiştir.
- Önceki akşam kucağında bir bebekle yolda giden bir köylü kadın gördüm. Nereye gittiğini sordum. "Ebeye gitmiştim," dedi. "Çocuğum ağlama hastalığına tutuldu da iyi etsin diye onu götürdüm.", "Ebe nasıl iyi ediyor ağlama hastalığını?" diye sordum. "Çocuğu tavukların yanına tüneğe oturtup bir şeyler mırıldanıyor." Sviyajski neşeli gülümsedi. ? Kendiniz söylüyorsunuz işte! dedi. Kadının, ağlama hastalığından kurtulması için çocuğunu tüneğe oturtmasını istemiyorsak... Levin canı sıkkın: ? Ah, hayır! dedi. Hastayı bu yolla iyi etmeye çalışmak bence halkı okulla iyi etmeye çalışmakla aynı şeydir. Halk yoksuldur, kara cahildir. Köylü kadının, çocuğunun ağlama hastalığına yakalandığını gördüğü gibi ?çocuk durmadan ağlamaktadır çünkü? evet, köylü kadının, çocuğunun ağlama hastalığına yakalandığını gördüğü gibi görüyoruz bunu biz de. Ancak, bu felaketin ?yoksulluğun, kara cahilliğin? ilacının okul olduğu aslında, ağlama hastalığının ilacının tünemiş tavuklar olması kadar anlamsızdır. Önce halkın yoksulluğunu doğuran nedenleri kaldırmalıyız ortadan