Levin yüzünü buruşturdu. Reddedilmekle uğradığı hakaret yeni, taze bir yara gibi sızlattı yüreğini gene. Ama evindeydi şimdi. Evinde duvarlar yardım eder insana...
Yolun iki yanında uzanan bahçelerde yaşlı ıhlamur ağaçları, yazlık evlerin damları ıslak ıslak parlıyor; sular dallardan neşeyle damlıyor, damlardan gene neşeyle akıyorlardı.
Doğru söylüyordu. Anna, herhangi bir anda ona ne düşündüğü sorulsa, hiç yanılmadan şöyle karşılık verirdi: "Aynı şeyi, mutluluğumla mutsuzluğumu."
? Olabilir, dedi. Ama yaptığı iyilikleri kimsenin bilmemesi daha iyi olurdu.
? Can sıkıntısından hep dedi. ? Elbette can sıkıntısından. Öyle bir can sıkıntısı ki bu, hanımcığım, ne yapacağını, nereye sineceğini bilemiyor insan.
Ne zaman ya! Zaman vardır, bütün bir ayını bir meteliğe verirsin; zaman vardır, yarım saatine paha biçemezsin... Öyle değil mi, Katenka? Niçin üzgün duruyorsun öyle?
Ona göre bu dünyada yaşanacak en güzel yer köydü.
Levin için köy vazgeçilmez bir dünya idi. Yaşamak da, sevinmek de, acı çekmek de ancak ve ancak köyde olurdu.
Orada otlar yer yer sararmış, yol yol sürülmüştü.
? Niçin bir şey gelmiyor elinden? Denedin, kendince başarıya ulaşmadı deneyin, hemen boyun eğdin. Onuruna dokunmadı mı bu? Ağabeyinin sözünden birden etkilendi Levin: ? Onuru anlamıyorum ben, dedi. Üniversitede öğrenciyken integral hesaplarını arkadaşlar anladıklarını söylerlerdi bana; ama ben anlayamazdım. Burada onur vardı. Ama bu işte, belli yetenekleri olmaktan önce, kişinin inancı olmalıdır. En önemlisi de, bu işlerin çok önemli olduklarına inanmalıdır.
Romain Gary (Emile Ajar)
Hakan Günday
Rasim Özdenören
Haldun Taner
Orhan Duru
Harlan Coben
Ahmet Mithat Efendi
Halid Ziya Uşaklıgil
Ziya Gökalp
Sylvia Plath