- Hiç kimse durumundan hoşnut değildir, aklından hoşnuttur herkes.
- Konuşma, tutuşmuş bir ateş gibi neşeyle alevleniyordu.
- Hoş bir konuşma başlamıştı. Ne var ki, fazla hoş olduğu için çabucak bitti. Her zaman iyi sonuç veren şeye, dedikoduya dönmek gerekiyordu.
- Gençliğimde bir kilise zangocuna âşık olmuştum, dedi. Bunun bana bir yararı oldu mu bilmiyorum.
- Bence...dedi. Bence... Nasıl kaç kafa varsa, o kadar da akıl vardır. Dünyada, kalp sayısı kadar da aşk çeşidi vardır.
- ...çıplak ayaklı çocuklar, henüz kurumamış patikalarda tabanlarının izini bırakarak koşmaya başladılar.
- Belki de sahip olduğum şeylere sevindiğim, sahip olmadıklarıma da üzülmediğim için mutluyum, dedi.
- ? Hayır... Bir matematikçi, "zevk, bilinmezi çözmekte değil, onu aramaktadır," demiş...
- Vay canına! dedi. Erken değil mi guguk kuşu için? Levin, doğanın sessizliğini, kendisinin de hoşlanmadığı tatsız sesiyle bozmak zorunda kaldığı için canı sıkkın: ? Duydum, diye karşılık verdi. Vakit tamam.
- Ne zaman biri bir şey satmıştır da hemen satıştan sonra "çok ucuza verdin" denmemiştir ona? Oysa satarken kimse vermez daha fazlasını.