- ah kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya.
- ah kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya.
- Çalıyorum kapınızı, teyze, amca, bir imza ver. Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler.
- babayani. Görmüş geçirmiş. Ağırbaşlı. Dış görünümüne önem vermeyen. Dervişçe, babaca. Dilimize Farsçadan geçmiştir. Baba kelimesinden türetilmiştir.
- teferruat. Ayrıntılar. Detaylar. Dilimize Arapçadan geçmiştir. Bir kökten çıkıp dallara ayrılma manasına gelen fer kökünden türetilmiştir.
- şiraze. Ciltli kitapların sırt kısmında bulunan ve yaprakların düzgün durmasını sağlayan ince şerit. Pehlivan kispetinin paçası. Dilimize Farsçadan geçmiş olan kelime, mecazen de düzen ve düzgünlük anlamlarında kullanılır.
- yakamoz. Uyarıldığında ışık saçan tek hücreli bir deniz canlısı ve bu canlıların denizde oluşturdukları parıltı. Dilimize Rumcadan geçmiş olan kelime,denizdeki ışıltı manasına gelen "diakamos" sözcüğünden gelmektedir.
- bedbin. Her şeyi kötü tarafından gören. Karamsar. Kötümser. Dilimize Farsçadan geçen kelime, kötü manasındaki bed ile gören manasındaki bin sözcüklerinden oluşmuştur.
- hülasa. Bir şeyin ya da bir bahsin özü, özeti, sonucu. Dilimize Arapçadan geçen kelime, kurtulma anlamına gelen halas kelimesinden türetilmiştir.
- meşakkat. Zahmet. Sıkıntı. Güçlük. Dilimize Arapçadan geçmiştir. İkiye bölünmüş şeyin her bir parçası manasma gelen şıkk kelimesinden türetildiği rivayet edilmektedir.