- Evlerinin önü söğüt Atalardan kalmış öğüt Yarinden ayrılan yiğit Sılasına döner gelir
- GÖZLERİ SÜRMELİ Sunayı da deli gönül sunayı Ben yoluna terk eyledim sılayı Armağan gönderdim telli turnayı İner gider bir gözleri sürmeli Sabahtan uğradım yarin yurduna Dayanılmaz firkatine derdine Yıkılası karlı dağın ardına Aşar gider bir gözleri sürmeli Ateş yanmayınca duman mı tüter Ak gerdan üstünde çimen mi biter Vakti gelmeyince bülbül mü öter Öter gider bir gözleri sürmeli Karacaoğlan kapınıza kul gibi Gönül küsüverse ince kıl gibi Seherde açılmış gonca gül gibi Kokar gider bir gözleri sürmeli
- Yalana da deli gönül yalana Yedi iklim, çar köşeyi dolana Soğuk sulu yaylalarda sulana Meğer bu dünyanın sonu yoğ imiş Bayrak çekip padişahlık sürmedim Gurbet ilde inim inim inledim Kulak verdim, dört köşeyi dinledim Arkam sıra gıybet eden çoğ imiş
- YALAN DÜNYA Yürü bre yalan dünya Senden murad alınır mı Pek dolukmuş humar gözler Buna çare bulunur mu Hem okudum hemi yazdım Yalan dünya senden bezdim Dağlar kovuğunda gezdim Yiten yavru bulunur mu Bahçelerde biter nergis Ben ağlarım gece gündüz Seher vakti doğan yıldız Yiten yavru bulunur mu Karacaoğlan ağlar gülmez Halin nedir diyen olmaz Giden yavru geri gelmez Yiten yavru bulunur mu
- PERİŞAN Çıkıp yücesine seyran ederken Gördüm ak kuğulu göller perişan Bir furkat geldi de durdum ağladım Öpüp kokladığım güller perişan Hayal hayal oldu karşımda dağlar Eşinden ayrılan ah çeker ağlar Dökülmüş yapraklar, bozulmuş bağlar Bülbülün konduğu dallar perişan Yıkılmış dilberin mamur illeri Susmuş bülbül, söyler her dem dilleri Dağılmış sümbülü, solmuş gülleri Yüzüne dökülmüş teller perişan Karacaoğlan der, ben toy avlamadım Arab ata binip boylatamadım Küstürdüm dilberi hoylatamadım Dilberi küstüren diller perişan
- DELİ GÖNÜL Deli gönül melül olup gam yeme Ağlamanın elbet gülmesi vardır Aduya intikam kalır mı böyle Herkesin ettiğini bulması vardır Hakk için ibadet eden sadıklar Mertebesin bulur bağrı yanıklar Bi-vefa dilberi seven aşıklar Gahi böyle melül olması vardır Bu aşk dedikleri bir yoldur ince Bülbüle cevr eder bir gül-i gonca Bir güzelin kendi gönlü olunca Tenhaca odaya gelmesi vardır Bu bir eski sözdür söylenir ezel Dilber akçe ister dinlemez gazel Zengince bir aşık bulsa bir güzel Züğürdü ferdaya salması vardır Katibi sabreyle ötesi yakın Hercayi gözetmez tuz ekmek hakkın Bi-vefa dilbere aldanma sakın Hemen bir yüzüne gülmesi vardır Aşık Katibi
- GENÇ OSMAN İptida Bağdad'a sefer olanda Atladı hendeği geçti Genç Osman Vuruldu sancaktar kaptı sancağı İletti bedene dikti Genç Osman Bağdat'ın kapısın Genç Osman açtı Gören kafirlerin tedbiri şaştı Kelle koltuğunda üç gün savaştı Cennet i alaya göçtü Genç Osman Eğerleyin kır atımın ikisin Fethedeyim düşmanların hepisin Sabah namazında Bağdad kapısın Allah Allah deyip açtı Genç Osman Sultan Murat eydür gelsin göreyim Nice kahramandır ben de bileyim Vezirlik isterse üç tuğ vereyim Kılıcından al kan saçtı Genç Osman Kul Mustafa karakolda gezerken Gülle kurşun yağmur gibi yağarken Yıkılası Bağdad seni döğerken Şehitlere serdar oldu Genç Osman Kayıkçı Kul Mustafa
- NEM KALDI Seni terk eylesem kaşları keman Vefası olmayan yardan nem kaldı Cefalı yok mudur göğsünde iman Divane eyledin arda nem kaldı Ayrılasın bencileyin eşinden Bir dem sevda gitmez olsun başından Bu ayrılık kıldı beni işimden Arayıp gezerim karda nem kaldı Akar gözyaşlarım bir dem silinmez Kapuda kul oldum adım bilinmez Ko serim sağ olsun yar mı bulunmaz Kadrimi bilmeyen yarda nem kaldı Kul Mustafa der ki severim candan Gözlerim doludur kan ile nemden Sevdiceğim farığ olduysa benden Çıkayım gideyim şunda nem kaldı Kayıkçı Kul Mustafa
- Bozuk şu dünyanın temeli bozuk Tükendi daneler kalmadı azık Yazıktır şu geçen ömre yazık Bir dost bulamadım gün akşam oldu
- EYVALLAH Bizi bu sevdaya salan Kendi Cenab-ı Allah'tır Bu sevdaya gönül veren İşi gücü eyvallahtır Eyvallahı bilen kişi Her dem artar aşkı cüşu Resulden bindiği taşı Hala durur muallaktır Bir sözüm vardır tutana Er odur Hak'tan utana Kul olmuşuz Pir Sultan'a Eşiği de kıblegahtır Des ü dameni salmanam Cevhersiz göle dalmanam Kırklar saili Selman'am İşim gücüm Şeyh'ullahtır Er odur ki Hak'tan öğe Desti damanına değe Benzemez ağaya beye Ali şah bir ulu şahtır Kul Himmet'im okur yazar Şu cihanı eler gezer Hak'tan bize oldu nazar Bu bir sırr-ı sırrullahtır. Kul Himmet